Nöroloji Uzmanı Dr. Aycan Oto, her aşamadaki Parkinson hastalığına verebilecek bir tedavi olduğunu söyledi.
Bu nedenle hastaların asla umutsuzluğa kapılmaması gerektiğini belirten Oto, “Parkinson hastalığı yaşam boyu kişiye eşlik edeceği için ona teslim olmamak, onu yönetmek gerekir. Tedaviye uyan ve yaşam biçimini uyarlayabilen hastalar, yakınlarının desteğiyle hastalığın neden olabileceği zorlukları birlikte aşabilecektir. Parkinson, gerçekten bir son değildir” dedi.
"GELİŞMEKTE OLAN TEDAVİLER VAR”
Tahminlere göre ülkemizde her yıl yaklaşık 10 bin yeni teşhis koyulduğunu, ancak bir bölümünün hastalığın bilincinde olup hekime ulaşabildiğine dikkat çeken Oto, “Parkinson hastalığını tamamen iyileştirici bir tedavi henüz bulunmamakla birlikte, kullanılan ilaçlar ve cerrahi yöntemlerle belirtileri büyük ölçüde düzeltmek ve birçok hastanın yaşamını daha kaliteli bir şekilde sürdürmesi sağlanabilmektedir. Parkinson hastalığının başlangıç tedavisi ağızdan alınan ilaçlardır. Hastalığın tedavisinde yer alan ilaçlar hastalığı durduramamakta ancak belirtileri hafifleterek hastanın günlük yaşam faaliyetlerini rahat sürdürebilmesine yardım etmektedirler. Hastalığın erken evresinde tedaviye başlandığında dopamin eksikliğinin beyinde oluşturacağı diğer işlev bozuklukları geciktirilebilmektedir. Bununla birlikte beraber günümüzde geliştirilmekte olan daha farklı tedaviler de vardır. Bunlardan birisi de ülkemizde de kullanıma girmiş olan, doğrudan ince bağırsağa ilaç verme şeklinde bir yöntemdir" diye konuştu.
"UMUT KAYNAĞI OLUŞTURMAKTADIR"
Hastalığın orta evrelerinde eski doz ve ilaçların yetersiz kaldığı ya da ilaçlar belirtileri kontrol ettiği halde, ilaca bağlı istemsiz hareketler ve ilaç aralarında aşırı yavaşlama gibi sorunların ortaya çıktığı durumlarda cerrahi tedavi uygulanabildiğini dile getiren Oto, “Hasta uyanık iken, konuşarak ve karşılıklı sohbet halinde gerçekleştirilen beyin pili takılması ameliyatı ile destek almadan yürüyemeyen, titremeleri nedeniyle rahatça yemek yiyemeyen, su içemeyen hastalar hayata adeta yeniden bağlanıyorlar. ‘Nöromodülasyon’ adı verilen bu tedavi yöntemi ile başta Parkinson hastalığı (özel durumlar dışında) olmak üzere pek çok hareket bozukluğu hastalığının tedavi edilebilmesi mümkün olmaktadır. Parkinson hastalığında ‘kök hücre tedavisi’ ve ‘gen tedavisi’ gibi yöntemler günümüzde araştırma düzeyindedir. Elimizde günlük uygulamalara geçilecek kadar güvenilir veriler henüz yoktur. Halen klinik araştırma aşamasında olan ilaç tedavileri de Parkinson hastaları için yeni umut kaynağı oluşturmaktadır” dedi.
"BİR SON DEĞİLDİR"
Parkinson hastalarının tedavisinde rehabilitasyon uygulamalarının, özellikle ev egzersizlerinin de oldukça yararlı etkisi olduğunu söyleyen Oto, “Hastaların yaşam kalitesini yükseltmek sadece ilaç ve cerrahi tedavi gibi yöntemlerle mümkün değildir. Hasta ve hasta yakınlarının çözümün parçası olması gerekmektedir. İlaçlar kadar yaşam biçiminin düzenlenmesi, egzersiz ve günlük aktivitelere olabildiğince devam edilmesi, toplum içine katılımın sürdürülmesi de tedavi için oldukça yararlıdır. Özetle her aşamadaki Parkinson hastalığına verebilecek bir tedavi vardır, hastalar asla umutsuzluğa kapılmamalıdır. Parkinson hastalığı yaşam boyu kişiye eşlik edeceği için ona teslim olmamak, onu yönetmek gerekir. Tedaviye uyan ve yaşam biçimini uyarlayabilen hastalar, yakınlarının desteğiyle hastalığın neden olabileceği zorlukları birlikte aşabilecektir. Parkinson, gerçekten bir son değildir” ifadelerini kullandı.