O döneme dair böyle çılgınca teknolojilerin hayata geçirilmesi, kulağa biraz garip gelse de “amficar” adında bu araç, döneminin çok ötesinde bir icattı.
Üstelik Türkiye’de de kullanılan hem kara hem de su aracı amficar, nasıl oldu da böyle yenilikçi bir projeyken hayata tutunamadı?
Amfibi olarak da bilinen bu araçlar, kara ve su üzerinde eşzamanlı olarak hareket edebilme yeteneğine sahipti.
Bu araçlar, kullanıldıkları ortamın koşuluna uyum sağlayabilme özellikleriyle ünlenmişti. Ticari, askeri ve sivil alanlarda büyük bir işleve sahip araçlar, 19. Yüzyılın ortalarında hayatımıza dahil oldu. İlk amfibi araçlardan birisi, 1850’lerde geliştirilen Orukter Amphibolos isimli buharlı bir araçtı.
Bakıldığında suda gidebiliyorsa deniz yolculukları için de uygun olabilir gibi düşünebiliriz. Ancak bu araçlar, deniz yolculukları için pek uygun değildi.
II. Dünya Savaşı, amfibi araçların kullanımının yaygınlaşmasına neden olan önemli bir gelişmeydi.
Almanya, savaş sırasında Porsche Schwimmwagen modelini geliştirirken; ABD, DUKW isimli amfibi kamyonu üretmişti. Bu araçlar, kara birliklerinin ve malzemelerinin deniz yoluyla taşınmasında önemli bir rol oynamış ve savaşın seyrini etkilemiştir.
DUKW, özellikle askerlerin ve malzemelerin suda güvenli bir şekilde taşınmasını sağlayarak ordunun lojistik gücünü artırmıştı. Bu dönemde amfibi araçlar, yalnızca su üzerinde hareket etmiyor, zorlu kara koşullarında da etkin olabiliyorlardı.
Savaş sonrası dönemde de bu araçların gelişimi, hız kesmeden devam etti.
1960'larda Alman mühendis Hans Trippel tarafından tasarlanan Amphicar 770, sivil kullanım için üretilmiş ilk amfibi otomobillerden birisi oldu. Bu araç, kara yolunda bir otomobil gibi kullanılabilirken suya girdiğinde de bir tekneden farksızdı. Amphicar 770, dönemin otomobil endüstrisi için devrim niteliğinde bir tasarım olup sivil alanda amfibi araçların kullanılabilirliğini gösteriyordu.
Tabii sivil amfibi araçların yaygınlaşması, maliyet ve üretim zorlukları gibi sebeplerden dolayı çok fazla ilerleyemedi. Çünkü bu tür araçlar, özel proje veya çok sınırlı üretimlerle sınırlı kaldı.
Peki ülkemizde amfibi araçlar kullanılıyor muydu?
Türkiye, amfibi araçların askeri alandaki kullanımını artırmak amacıyla kendi mühendislik gücünü kullanarak yerli amfibi araçlar geliştirmişti. Türkiye'nin geliştirdiği SAMUR (Sahra Amfibi Araç), zorlu arazi koşullarında yüksek performans sergileyebilen modern bir amfibi araçtı.
SAMUR, TSK’nın ihtiyacı doğrultusunda kara ve su yollarında hızlı ve güvenli bir şekilde hareket edebilmek amacıyla tasarlandı. Bu tür araçlar hem askerlerin hem de stratejik malzemelerin hızla taşınmasını sağlayarak, operasyonel verimliliği artırıyordu.
Arama kurtarma faaliyetlerinde kullanılıyor.
Özellikle doğal afetlerde yapılan arama-kurtarma faaliyetleri, amfibi araçların en önemli kullanım alanlarından birisini oluşturuyor. Bu araçlar, su baskınları, sel gibi afetlerde kara yolunun kapanması durumunda bile kurtarma ekiplerinin hızlı bir şekilde ulaşımını sağlıyor.
Döneminin çok ilerisinde bir teknoloji olarak üretilen bu araçlar, sivil hayatta da oldukça kritik görevler üstlendiği için oldukça etkili bir kullanım sağlıyor. Kişisel kullanım için pek rağbet görmese de amfibi araçların, afet yardımından turizme kadar geniş bir yelpazede kullanım alanı bulunuyor.
Kaynaklar: 1, 2, 3Araçlarla ilgili diğer içeriklerimiz: