Bu hareketler bazı zamanlar öylesine ilginç bir hâl alır ki sanki çetin bir mücadeledeymiş gibi pati hareketleri vardır ve normal zamanda hiç çıkarılmayan sesleri çıkarırlar. Bu alışılmışın dışındaki davranışların da elbette bir açıklaması olmalı.
Şimdi minik dostlarımıza dair bazı sır perdelerini aralayarak rüyalar ve hayvanlar arasındaki ilişkiye bakalım.
İnsanlara benzer biçimde hayvanlar da çok sayıda nörona ve birbirinden karmaşık beyin yapılarına sahiptir.
Bu nöronlar elektrik sinyalleri üreterek bilginin beyinde ve sinir sisteminde dolaşmasına yardımcı olur ve elektriksel aktivite, uyku esnasında bile devam eder.
Uyku evresi genel itibarıyla REM uykusu ve REM dışı uyku olarak ikiye ayrılır. Çoğunlukla bir uyku süreci, REM olmayan bir uykuyla başlar; sonunda hızlı göz hareketleri olarak tanımlanan REM’e ulaşır ve ardından REM dışı uykuya geri dönülür.
REM esnasında beyin, oldukça aktiftir. Gözler ise kapalıdır ve göz kapakları arkasında hızlı bir şekilde hareket eder. Kalp atışları ve nefes alışverişi de artış gösterir. Aynı zamanda uykunun bu evresinde, rüya görmenin gerçekleştiği düşünülür.
Bir hayvanın rüyalarını gözlemlemek ne yazık ki mümkün değildir fakat onların uyuyan zihinlerinde meydana gelen sesler, görüntüler ve aktiviteler çeşitli ipuçları verebilir.
Bu durumda rüya görme sırasında beyin hücrelerinin hareketlerini gözlemlemek ve bu gözlemleri de hayvanın uyanıklık hâliyle karşılaştırarak anlamaya çalışmak mümkün olabilir.
Beyinlerinin yarısını uyanık tutarak uyuyan yunuslardan tutun, günde 20 saat uyuyan koalalara kadar aslında her bir hayvan, uyku konusunda bir hayli çeşitlidir.
Araştırmalara göre, kuş ve sürüngenler dahil olmak üzere tüm memeliler, REM ve REM dışı uyku evresini deneyimler. Bir hayvanın tıpkı insanda olduğu gibi REM uykusu sırasında rüya görüyor olabileceğini söylemek de mümkündür.
Peki REM uykusundaki her hayvan, rüya görebilir mi?
Örneğin evcil kediler, rüya araştırmasına tabi tutulan ilk hayvanlardan biriydi. Uyku çalışmalarında uzman olan Michel Jouvet, 1960’larda kedilerin uyurkenki davranışlarını gözlemledi ve rüya gördüklerine dair bazı kanıtlar ortaya koydu.
Jouvet’in ifade ettiğine göre kediler, pons ismi verilen bir beyin sapı yapısına sahiptir ve bu yapı, onların REM evresinden geçtiklerinin göstergesidir. Beyinleri REM uykusunun derinliklerinde olan kediler tıpkı uyanıkken olduğu gibi tırmalama, zıplama ve avlanma hareketleri gösterir.
Rüyadaki fareler ise labirent anılarını hatırlar.
Yapılan çalışmalar, gün içinde bir labirentte koşan farelerin uykudayken de aynı yolu tekrar koşabildiğini göstermekte. Fare uyandığında, beynin anıları oluşturmaktan ve depolamaktan sorumlu kısmı olan hipokampüs, labirentte gezinmenin nöron düzenini hatırlar.
Ardından uyku hâlinde olan beyin, aynı modeli tekrar üretir ve bu da farenin labirenti hatırladığını ve yeniden öğrendiğini gösterir.
Hayvanların rüya görüp görmemesi noktasındaki araştırmalar, hız kesmeden devam ediyor.
Örneğin beyinde sinirsel aktivite eksikliği varsa herhangi bir zihinsel imgelemenin oluşması pek mümkün değildir. Bu nedenle ilk etapta böcekler ve balıklar gibi REM uykusuna dair kanıt göstermeyen hayvanların rüya görmediğine dair görüşler mevcuttu.
Ancak 2022’de ABD ve Almanya’dan bazı araştırmacılar, sıçrayan örümceklerin uyku esnasında gözlerini hareket ettirdiğini ve böylelikle REM evresinden geçerek rüya görebildiğini keşfetti.
Özetle REM evresini yaşayan ve rüya gören tek canlılar insanlar değildir. Rüya görmesinin mümkün olduğu tespit edilebilen bazı hayvanların da bu hayal dünyasına dalma biçimi, farklılıklarla doludur. Bu sebeple minik dostlarımızın rüya görme ihtimali her zaman vardır.
Kaynaklar: National Geographic, BBC News, Science ABC