Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) Türkiye’yi yasa boğan deprem felaketinin 6. gününde bölgede ivedilikle müdahale edilmesi gereken durumları açıkladı.
Bunun yanında HASUDER olarak, felaketin ilk gününden bu yana, bölgedeki sağlık hizmetlerine gönüllü olarak katkıda bulunmak amacıyla, Sağlık Bakanlığı’na başvuruda bulunulduğunu belirtti.
SALGIN HASTALIK RİSKİ ÇOK CİDDİ!
Derneğin açıklamasına göre;
Deprem sonrası alt yapının bozulması, güvenli içme ve kullanma suyunun olmaması, atıkların kaldırılamaması, bagˆıs¸ıklama hizmetlerinde aksama, sogˆuk hava vb sorunlar nedeniyle ciddi bir salgın riski mevcut.
Bulaşıcı olabilecek hastalıkların yanında, kronik hastalıklara ve devamlı ilaç kullanma zorunluluğu olan kişilere de dikkat çeken HASUDER, kronik diyaliz tedavisi ihtiyacı olanlar, psikiyatrik hastalıgˆı olanlar vb. Grupların da ihmal edilmemesi gerektiğine vurgu yapıyor.
Öte yandan, tıbbi olarak ‘kırılgan gruplar’ olarak adlandırılan bebekler, çocuklar, gebeler, kadınlar, yas¸lılar vb gruplar desteklenmeli ve hizmetlerin sunulmasında toplulukların göçmenlik durumları, dini, kültürel, etnik, siyasi vb farklılıklarından kaynaklanabilecek es¸itsizliklere fırsat verilmemeli.
ÜREME SAĞLIĞI AFETLERDE ERTELENEMEZ
Derneğin dikkat çektiği bir diğer nokta ise üreme sağlığı. Üreme sagˆlıgˆı ve cinsel sagˆlık hizmetleri temel insan hakları arasında yer almaktadır. Bu hizmetler, afetlerde ertelenemez hizmetlerdir.
PSİKOSOSYAL DESTEK İHMAL EDİLMEMELİ
Önümüzdeki dönemde ihmal edilmemesi gereken en önemli hizmetlerden biri ruh sagˆlıgˆı hizmetleridir. Hem etkilenen kis¸ilerin hem depremzede konumunda olan sagˆlık çalıs¸anlarının ruh sagˆlıgˆı yönünden desteklenmesi gereklidir.
AYAKTA TANI-TEDAVİ BİRİMLERİ ŞART
Halk sağlığı uzmanlarının özellikle vurgu yaptığı bir diğer konu sağlıklı görünseler bile her depremzedenin tıbbi olarak incelenmesi zorunluluğu. Bununla ilgili ayakta tanı-tedavi birimlerinin kurulmasını öneriliyor.
Uzmanlar önerilerini şöyle sıralıyor:
“Öncelikle acil sagˆlık hizmet birimleri is¸levli hale getirilmeli, enkazlardan çıkan tüm insanlar – sagˆlıklı görünseler bile- mutlaka tıbbi açıdan yeterli bir süre yatırılarak izlenmelidir.
En kısa sürede nüfusun ulas¸abilecegˆi yerlere hızla yeterli sayıda (her 10 bin nüfusa bir) “ayaktan tanı tedavi birimleri” kurulmalı ve bu birimlerden gelen günlük kayıt ve bildirimler I·l ve I·lçe Sagˆlık Müdürlükleri tarafından degˆerlendirilmeli.
Olası salgınların ve digˆer tıbbi ve sosyal risklerinin erkenden tespit edilmesi ve önüne geçilmesi bu birimlerin tutacagˆı kayıtlarla mümkün olabilir.”