Elbette herhangi bir suçtan hapis yatmayan bu masum canlılar, cazaevlerinin koridorlarında fink atarken bir yandan da oranın maskotları oluyor.
Mahkûmları bir nevi rehabilite etmek için yapılan bu uygulamanın yol açtığı sonuçlar ise hem kediler hem de mahkûmlar için oldukça olumlu!
1980’li yıllarda; mahkûmlarla kedileri birleştiren bir deney yürütülmüştü.
1980'lerin ortalarında, İsviçre'deki bir erkek cezaevinde 'Kedi' adlı deneysel bir program yürütüldü. Mahkûmların hücrelerinde ve/veya dışarıda kendi kedilerine sahip olmalarına izin verildi. Kedilere iyi bakıldığından ve güvende olduklarından emin olmak için program sıkı bir şekilde takip edildi.
Deneyin raporunda, kedilerin mahkûmlar için “yalnızlıkla başa çıkmanın bir yolu, güvenebilecekleri ve yargılayıcı olmayan bir canlı yaratık, sevgi ve şefkat göstermenin genel kabul gören bir yolu” olduğu görüldü. Ayrıca psikolojik tedavilerini kolaylaştıran bir duygusal durum yaratıyordu.
Kedili hapishane programları, derneklerin ve hapishenelerin iş birliğiyle gerçekleşiyor.
Bir kediye bakmanın, onu sevmenin, sorumluluğunu almanın insanlar üzerindeki olumlu etkisi bilimsel olarak zaten kanıtlanmıştı. Bu yüzden; duygusal olarak dengeli, sevecen ve insanlarda olumlu duygular bırakan kedileri hapishane mahkûmlarıyla eşleştirmek pek de mantıksız değil gibi duruyor.
Purrfect Pals adlı dernek, sosyalleşmeye ve insanlarla temasa ihtiyaç duyan yarı vahşi ya da son derece çekingen kediler için yuva aramanın zor olduğunu düşünüyordu. Ancak mahkûmlar, bu ihtiyacı karşılamayı seve seve kabul etti.
Kediler hapishanelere gönderilmeden önce bazı prosedürler izleniyor.
Elbette bu programlarda kediler direkt olarak mahkûmlara gönderilmiyor. Öncesinde; suçluların örnek davranışları, hijyenleri, psikiyatrik istikrarları, topluma karşı tutumları ve ıslah programlarına katılım oranları gibi pek çok kriter gözetiliyor.
Ayrıca kediler bu hapishanelere, kısırlaştırılarak ve aşılanarak gidiyorlar. Üstelik sokaklardaki kedilerin popülasyonu azalmış oluyor. Purrfect Pals gibi başka kuruluşlar da kendi programlarını oluşturup hapishanelerle iş birliği yaparak programlarını yürütebiliyor.
Bu uygulamanın, hem kediler hem de insanlar üzerinde olumlu etkileri bulunuyor.
Kedilere bakmanın, mahkûmların ve yönetimin hem sağlığı hem de mutluluğu üzerinde derin etkileri var. Kanıtlanmış faydalarından yalnızca birkaçı ise şu şekilde:
Kısırlaştırma, kedilerin sağlığı için gerekli birincil uygulamadır. Bunun yanında, popülasyonu dengeler. Aşılar da olası hastalıkların önüne geçerek kedileri sağlıklı tutar.Hapishanedeki kediler, mahkûmlara insancıl bir yaklaşım sunuyor, şefkate teşvik ediyor ve bakımlarını üstlenerek sorumluluk aşılıyor.Kedilerle etkileşim içinde olan mahkûmların tekrar suç işleme oranlarında azalma görülüyor. Kedilere bakan ceza infaz memurları, kendi aralarında daha yakın ilişkiler geliştiriyor.2006 senesinde, hapishane temelli hayvan programlarına ilişkin ilk ulusal ankette ise mahkûmlarla ilgili şu bulgulara rastlanmıştı:
%100’ünün stres seviyesinde azalma%97'sinde mahkûm ilişkisi/güven duygusunda artma%93'ünün öz kontrolününde artma%89'ununda insancıllaşma ve sakinleşmede artma%85'inin iş ahlakında artma%80'inde gurur/başarı duygusunda artmaGenellikle ABD’deki hapishanelerde yürütülen ve ülkemizde örneği olmayan bu uygulamanın sonuçlarına bakılırsa mahkûmların rehabilitesinde önemli rol oynadığı görülebiliyor.
İçinizi yumuş yumuş edecek diğer fotoğraflar:
Kaynaklar: Prison Based Animal Programs, Purrfect Pals, Know Your Cat, Alley Cat