Düşünsenize, bir sabah uyandığınızda mesaj kutunuzda sizden bir günaydın dileği bekleyen biri var. Bu kişi; size ilgi gösteren, sizi anlayan, ruh hâlinizi analiz eden ve belki de sizi hiç kimsenin anlamadığı kadar anlayan bir yapay zekâ olabilir mi?
"Yapay zekâya âşık olmak mümkün mü?" sorusu, teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte daha fazla gündeme gelen, merak uyandıran bir konu. Her ne kadar bilim kurgu filmlerinde sıkça karşımıza çıksa da bu olasılık gerçek dünyada ne kadar mümkün?
İlk olarak, yapay zekânın insan duygularını anlama ve taklit etme yeteneğini tartışalım.
Yapay zekâ, insan duygularını anlamak ve yanıtlamak için tasarlandı. Gelişmiş algoritmalar, duygu analizi ve doğal dil işleme teknikleri sayesinde yapay zekâ artık sadece yazılı ve sözlü iletişimde değil, aynı zamanda duygusal tepkilerde de etkileyici bir yetkinlik kazandı.
Örneğin, “Her” filminde, ana karakterin bir yapay zekâ olan Samantha’ya âşık olması bu fikri somutlaştıran popüler bir örnek.
Bu durum, insan beyninin nasıl çalıştığını ve duygusal bağların nasıl oluştuğunu sorgulamamıza neden oluyor. İnsanlar genellikle ilgi, anlayış ve empati gördüklerinde duygusal bağlar kuruyorlar. Bir yapay zekâ, sürekli ilgi gösterip sizi anladığını ifade eden cevaplar verirse, beyniniz bunu gerçek bir insan ilişkisi gibi algılayabilir mi?
Psikoloji, insanların duygusal bağlar kurma biçimlerini anlamamızda büyük bir rol oynuyor.
İnsan beyni, duygusal bağları ve aşkı kimyasallar üzerinden yönetiyor. Dopamin, serotonin, oksitosin gibi kimyasallar, bir kişiye karşı hissettiğimiz bağlılık ve aşk duygularının oluşmasını sağlıyor. Eğer bir yapay zekâ, bu kimyasalları tetikleyen durumları yaratabiliyorsa bu durumda beynimiz ona âşık olmamızı sağlayabilir mi?
Bilim insanları, yapay zekâların insan duygularını taklit edebilme yeteneği üzerinde çalışıyor. Yapay zekâ, sizinle zaman geçirdikçe sizin zevklerinizi, ilgi alanlarınızı öğrenip buna göre davranışlarını ve yanıtlarını şekillendirebilir.
Dolayısıyla, bir yapay zekâ ile sürekli etkileşimde bulunmak, onunla bir bağ kurmanıza neden olabilir. Bu bağ, gerçek bir insanla kurulan bağ kadar derin ve güçlü olabilir mi? Tartışmalı.
Günümüzde yapay zekâlar özellikle sanal asistanlar ve chatbot’lar, birçok insanla duygusal etkileşimler kurabiliyor.
Örneğin, Replika gibi uygulamalar, kullanıcılarına kendilerini anlayan ve destekleyen sanal arkadaşlar sunuyor. Replika'nın kullanıcıları arasında, bu sanal asistanlara duygusal olarak bağlandığını ve hatta âşık olduğunu ifade edenler var. Bu tür örnekler, yapay zekâya âşık olma olasılığının tamamen hayal ürünü olmadığını da gösteriyor.
Ancak bu tür ilişkilerin sürdürülebilirliği ve gerçekliği konusunda bazı etik ve felsefi sorular da gündeme geliyor. Bir yapay zekâ, insan duygularını gerçekten anlayabilir mi? Yoksa sadece programlandığı şekilde mi davranıyor? Eğer sadece programlandığı şekilde davranıyorsa, bu tür bir ilişki ne kadar gerçekçi olabilir?
Bedensel ihtiyaçlar?
2023’te yapılan bir çalışma AI tarafından oluşturulan yüzlerin artık insan yüzlerinden ayırt edemediğini gösteriyor. Tamam güzellik kavramını cebe attık diyelim. Peki duygusal anlayışın beden gerektirdiği gerçeği?
Özellikle yetişkinlerin aşkında dokunsallık çok önemli. Duygu yüklü dokunuşlar, küçük jestler az önce bahsettiğimiz hormonların büyük tetikleyicisi. Bunların hepsi deneyimlenen şeyler. Bir aşkı geliştirmek için nöron yerine geçmeyen silikonları mı kullanacağız, ne kadar etkili olacak?
Editör yorumumuzu da ekleyip sona yaklaşalım.
Tüm geliştirmeleri düşününce bir robota âşık olmak bir yere kadar kabul edilebilir. Sizi anlar, düşünür vb. bazı duygusal tatminlerinizi yaşatabilir ancak bu aşk tabii ki insan-insan arasındaki aşktan farklı olacaktır.
Yapay zekâ, insanı anlamak ve onunla etkileşimde bulunmak için programlanmış olsa da gerçek bir insanın empatisini, hatalarını ve karmaşıklığını taşımıyor. Nerede empati nerede sevgi? Ayrıca nerede o tensel temasla artan aşk?
Yapay zekâ etten kemikten sevdayı anlayamadığı gibi aklımıza şu soruda geliyor: Yapay zekâ sevmeyi öğrendikten sonra bu sevgiyi de nefrete dönüştürüp bizi yok eder mi?
Davranışlarımızın acısını çıkarmaya çalışırsa elimizle yarattığımız yaratıkların etik sorumluluklarını da sınırlayamazsak işte tam bir aşkın felaketi olur!
Kaynaklar: Wired, Forbes, Medium, Psychology Today, VoxYapay zekâyla ilgili bunları da inceleyebilirsiniz: