Biliyoruz ki markalar için en önemli şeylerden biri akılda kalmak. Bunu sağlamanın yoluysa temel olarak tüketicilerin dikkatini çekmekten geçiyor. Dikkatleri üzerine çekmek; tüketicilerin, söz konusu markanın yaratıcılığından ve kıvrak zekâsından bahsetmesini sağlamak amacıyla gündemi yakından takip eden markalar güncel olayları reklamlarında kullanabiliyor.
Bir markanın gündemden ve güncel durumlardan uzak kalmaması önemli tabii. Ama artık bilgi paylaşımının neredeyse sınırsız olduğu bir teknoloji çağında yaşadığımızı da göz önünde bulundurursak; markaların, attığı her adımda çok titiz davranması gerektiğini de söylememiz gerekir. İşte tam da bu sebeple, bazen bazı şeyleri gözden kaçıran markalar ne yazık ki hazin bir sonla karşılaşarak linç edilmeye kadar giden tepkiler toplayabiliyor.
Dardanel’in, İtalya-Türkiye maçına gönderme yaptığı reklamla başlayalım.
Türkiye-İtalya EURO 2020 maçından önce “bu akşam makarnaya koyuyoruz” mesajıyla bir paylaşım yapan Dardanel, aldığı tepkiler üzerine paylaşımı kaldırarak bu paylaşımın dikkatlerinden kaçtığını, paylaşımı hazırlayan ajansla da ilişkilerini kestiklerini açıklamıştı.
Ton balıklı makarnadan soğuyanınız olmuştur eminim.
Gündem sadece reklamlarla değil yeni ürünlerle de yakalanmaya çalışılıyor. McDonald's bu konuda büyük bir hüsran yaşamıştı.
Biliyoruz ki son zamanlarda Türkiye gündemindeki en önemli konu alım gücünün düşmesi.
McDonald's da bu konunun farkında olacak ki bir süre önce patsodan esinlendiği uygun fiyatlı bir patates dürüm menüsü çıkartmıştı.
Fakat bu yeni ürünün Türk tüketicilerde ne gibi duygular uyandırabileceğini düşünmeyen marka, bir süre sonra gelen tepkiler üzerine bu ürünü ve reklamlarını geri çekti.
Ramazan’a özel kampanyasının görselinde şaraplı sofra görüntüsü kullanan Teknosa da eleştirilerden nasibini almıştı.
Ülker’in 1 Nisan için yaptığı reklam da çok büyük tepki toplamasının ardından yayından kaldırılmıştı.
Bir animasyon olarak yayınlanan reklam filminde, 1 Nisan şakası adı altında zorbalığa maruz kalan birinin görüntülerinin ardından "hesaplaşma zamanı yaklaşıyor", "sana sürprizlerim olacak", "acılar seni bulacak", “küçük kardeş olmak bunu gerektirir” gibi ifadeler yer alıyordu.
İnsanların zorbalığı andırdığı gerekçesiyle bu görüntülerden ve tarzdan rahatsız olması, reklam filminin eleştirilerek büyük tepkiler çekmesine sebep olmuştu.
Gelen tepkiler üzerine özür dileyen şirket yetkilileri, aslında reklamın 1 Nisan şakalarının gerçeğini yansıttığını fakat böyle bir algı yaratmayı amaçlamadıklarını söyleyerek reklamı yayından kaldırmışlardı. Yorum sizin…
Kutu oyunlarıyla tanıdığımız Hasbro, yapmış olduğu yılbaşı reklamıyla tecavüzü çağrıştırdığı gerekçesiyle tepki çekmişti.
Reklam filminde “duyunca sen de bir hoş olacaksın”, “üstündekileri verdikten sonra sen de gevşeyeceksin”, “hesabı görünce korkma, sen de zevk alacaksın”, “sen de eğleneceksin, bir şekilde” gibi ifadelerin yer almasının yanı sıra reklamdaki kişilerin bu sözleri oldukça imalı ve ofansif bir biçimde söylemesi, herkes tarafından tecavüz iması barındırdığı gerekçesiyle rahatsız edici bulunmuş ve eleştirilmişti.
Bir oyuncak markasının yılbaşı akşamı evde kutu oyunu oynamayı teşvik etmek adına böyle bir reklam filmi yayınlaması hangi akla hizmet gerçekleşti inanın biz de şaşırdık.
Kendall Jenner’ın polise Pepsi uzatarak tüm ırkçılık sorununu bitirdiği reklam da bir başkası.
Black Lives Matter (Siyahların Yaşamları Değerlidir) protestolarını andıran bir ortamda geçen bu reklamda Kendall Jenner bir polis memuruna Pepsi uzatarak ortalığın durulmasını sağlıyordu.
Black Lives Matter protestolarını ve ırkçılık sorununu hafife aldığı gerekçesiyle eleştirilen reklam, oldukça büyük tepki toplamasının ardından yayından kaldırılmıştı.
“Kadının yeri mutfaktır” diyen Burger King, dikkat çekmek isterken büyük tepki çekmişti. Hem de Kadınlar Günü'nde!
İlk olarak “Kadının yeri mutfaktır” paylaşımını yapan Burger King, ardından “Eğer isterlerse tabii. Şeflerin yalnızca ’si kadın. Kadın çalışanlarımıza aşçılık sektöründe kariyer yapma fırsatı vererek restoran sektöründeki cinsiyet dağılımını değiştirmeyi kendimize görev edindik” diye paylaşıma devam etmiş, ardından da “Kadın Burger King çalışanlarının mutfakla ilgili hayallerini gerçekleştirmelerine yardımcı olacak yeni bir burs programını başlatmaktan gurur duyuyoruz” diyerek paylaşımını tamamlamıştı.
Her ne kadar olumlu bir girişimi müjdelemek istemiş olsalar da dikkat çekmek adına yaptıkları ilk paylaşım çok büyük tepki toplamıştı.
Şiddet gibi hassas bir konuyu oyun hâline getiren Snapchat, umarız ki dersini almıştır.
Yabancı magazine hâkim olanlarınız, Rihanna ve Chris Brown arasında geçen şiddet olayını hatırlar.
Snapchat “hangisini tercih edersin?” ismini verdiği bir oyun kapsamında kullanıcılarına Rihanna’ya tokat atmakla Crish Brown’a yumruk atmak arasında seçim yapmaları gereken bir oyun göndermişti.
Bu durum hem Rihanna’nın kendisi hem de bu oyunu gören kullanıcılar tarafından, şiddetin bir alay konusu hâline getirilmesi olarak nitelendirilerek çok büyük tepki çekmişti.
Tamam da vücut tipimizle aynı formda olan duş jeli kullanmanın vücut tipimizi sevmekle ne alakası var sevgili Dove?
Son zamanlarda insanların kendilerini olduğu gibi sevmesi gerektiğini vurgulayan görüşlerin yaygınlaşmasının ardından Dove da bu pastadan bir pay almak istemiş olacak ki farklı vücut tiplerini simgeleyen şişe tasarımlarını piyasaya sürmüştü.
Fakat tüketiciler bunu oldukça rahatsız edici bulmuş ve markayı kadınları kategorize ettiği gerekçesiyle eleştirmişlerdi.
Lüks bir iç çamaşırı markası olan Honey Birdette, yaptığı yeni yıl reklamında Noel Baba’nın o gün biraz meşgul olacağını söylemişti.
Reklamda “Noel Baba'ya bir gün izin vereceğiz. Kusura bakmayın çocuklar” mesajını vererek sonrasında Noel Baba’nın bu markanın iç çamaşırlarını giymiş olan mankenlerle eğlendiği görüntüleri sunan marka, özellikle ailelerden büyük tepki toplamıştı.
Çocuklarının bu reklamı görmesini istemedikleri için reklamın kaldırılmasını isteyen aileler büyük tepki göstermiş fakat marka geri adım atmamıştı.
Sonuç olarak, gündemde kalmanın ne kadar önemli olduğunu hem markaların gözünden hem de tüketicilerin gözünden baktığımızda anlayabiliyoruz. Ancak bu reklamları gördüğümüzde akla gelen en temel sorulardan biri şu oluyor; gündemde kalmak ve konuşulmak için bazı hassas sınırları aşmaya değer mi?