Guguk Kuşu Filmi Hakkında Enteresan Bilgiler

One Flew Over the Cuckoo's Nest, Türkçesiyle Guguk Kuşu filmi; Ken Kesey tarafından 1962 yılında kaleme alınan aynı isimli romanın 1975 yapımı sinema uyarlamasıdır. 8.7 IMDb puanı ve %96 Rotten Tomatoes skorunun yanı sıra o dönem pek çok Oscar ödülüne layık görülen yapım, yapılmış en başarılı sinema filmlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Filmin hikayesi, ülkemizde Kent Tiyatrosu tarafından Kafesten Bir Kuş Uçtu ismi ile oyun olarak sahnelenmiştir.

Başrolünde ünlü oyuncu Jack Nicholson’ı izlediğimiz Guguk Kuşu filminin ana karakteri, işlediği bir suç nedeniyle hapis cezası alan ama deli taklidi yaptığı için akıl hastanesine gönderilen bir adam. Film boyunca hem karakterimizin taklidini sürdürmesini hem de diğer hastalar ile arasında kurduğu sıra dışı ve ilgi çekici hikayeyi izliyoruz. Gelin Guguk Kuşu filmi hakkında en sıkı hayranların bile bilmediği enteresan bilgilere yakından bakalım.

Guguk Kuşu romanı, filmi yapılmadan önce 1963 yılında tiyatro sahnesine uyarlandı ve başrolünde ünlü oyuncu Kirk Douglas yer aldı. Douglas romanın haklarını satın aldı ve kendisinin başrolünde yer alacağı bir film planladı. Ancak hazırlık süreci uzun sürdüğü için Kirk Douglas başrolü oynamayacak kadar yaşlanmıştı. Bayrağı, oğlu Michael Douglas devraldı ancak kamera karşısına geçmek yerine filmin yapımcısı oldu. Bu kararın ne kadar doğru olduğunu, alınan En İyi Film Oscar’ından anlıyoruz.

Hollywood filmlerinde gördüğümüz gerçek mekan kullanma geleneği Guguk Kuşu filminde de karşımıza çıkıyor. Oregon Eyalet Akıl Hastanesi’ne çekimlerden bir ay önce giden ve orada kalmaya başlayan filmin yönetmeni  Miloš Forman, hastaları ürkütmeden mekanı bir çekim alanına çevirdi. Hastane o kadar başarılı bir set olmuştu ki izlediğimiz figüranların ve görünen yüzlerin büyük bir bölümü gerçekten hastanede bulunan hastalar ve sağlık çalışanlarıdır. Set ekibinin tesise sınırsız erişimi vardı.

Filmin ana karakteri Randle Patrick McMurphy’i canlandırması için  Burt Reynolds, Steve McQueen, Marlon Brando, Gene Hackman, James Caan gibi pek çok isim düşünüldü ancak ya o oyuncular teklifi reddetti ya da yapımcı bu isimleri uygun bulmadı. Jack Nicholson ismine ise uzun bir süre romanın yazarı Ken Kesey karşı çıktı çünkü onun karaktere uygun olmadığını düşünüyordu. 

Diğer bir sorun ise Nicholson’un yönetmen Miloš Forman tarafından değil, ilk yönetmen Hal Ashby tarafından seçilmiş olmasıydı. Nicholson, o güne kadar böyle güçlü bir karakter canlandırmamıştı. Neyse ki yapımcı Michael Douglas bu genç adama güvendi ve altı aylık bir erteleme sonrası çekimler başladı. Jack Nicholson’ın yıldızının tam anlamıyla parladığı film Guguk Kuşu’dur.

Guguk Kuşu filminin en önemli karakterlerinden bir tanesi olan Hemşire Mildred Ratched’i canlandırmak isteyen oyuncular arasında kıyasıya bir rekabet yaşandı. Anne Bancroft, Angela Lansbury, Geraldine Paige, Ellen Burstyn, Faye Dunaway, Jane Fonda , Audrey Hepburn, Jeanne Moreau ve Shirley MacLaine gibi isimlerin düşünüldüğü ve sayısız ismin seçmelere katıldığı rolü; çekimlere yalnızca bir hafta kala Louise Fletcher kazandı. Fletcher, daha önce bu rol için pek çok kez seçmelere katılmıştı.

Guguk Kuşu romanının yazarı Ken Kesey sık sık filme müdahale ediyor ve bir türlü mutlu olmuyordu. Daha da kötüsü başrol Jack Nicholson ile yönetmen Miloš Forman arasında da bir türlü yıldızlar barışmıyordu. Nicholson’ın karaktere uygun olduğunu düşündüğü koca bir sakalla sete gelmesi ile başlayan gerginlik giderek arttı. Bir süre sonra ikili arasındaki iletişim görüntü yönetmeni üzerinden sağlanır hale geldi. İkili arasındaki düşmanlık öyle bir noktada tamamlanmıştı ki Jack Nicholson yıllar sonra DVD versiyonu için yapılan bonus çekimlerine katılmadı bile.

Guguk Kuşu filminin iç mekan çekimleri kolay geçmişti çünkü çekimler sırayla yapılmıştı. En sona ise filmin en sevilen sahnelerinden olan balık tutma sahnesi bırakıldı. Bir ara yönetmen, sahneyi filmden çıkarmayı düşündü ama yapımcı ısrar etti. Bu sahne herkes için kabusa dönüştü çünkü herkesi deniz tutmuştu. Yönetmen bir türlü beğenmediği için çekimler tam bir hafta sürdü. Danny DeVito, bugün bile hala o çekim sürecinin kabuslarına girdiğini söyler.

Filmde Cheswick karakterini canlandıran Sydney Lassick’in hikaye ilerledikçe bir çöküş yaşadığını izleyenler olarak fark edebiliyoruz ancak bu durum başarılı bir oyunculuk performansı değil. Sydney Lassick gerçekten de filmin çekimleri sırasında ağır bir depresyon yaşamaya başladı. McMurphy ve Chief arasında geçen duygusal bir sahnenin çekimleri sırasında Lassick o kadar etkilendi ki korkunç bir ağlama krizine girdi ve setten çıkarılmak zorunda kaldı.

Filmin sevilen karakterlerinden Harding’i canlandıran oyuncu William Redfield, filmin çekimleri sırasında bir haber aldı; Redfield lösemiydi. Zaten uzun zamandır bir sorunu olduğundan şüphelenen Redfield, bu haberi aldığında büyük üzüntü yaşasa bile çekimleri tamamladı. Kendisi maalesef bu hastalık nedeniyle 17 Ağustos 1976 günü aramızdan ayrıldı.

Ken Kesey, Kaliforniya’da bulunan bir akıl sağlığı merkezinde gönüllü olarak çalıştığı dönemde yaşadıkları üzerinden Guguk Kuşu romanını yazmıştı. Filmden tam anlamıyla nefret ediyordu çünkü onun asıl karakteri Chief’ti ama film, hikayeyi McMurphy üzerinden anlatıyordu. Kesey, yapımcılara dava açtı ve yüklü bir miktar para istedi. Hüküm verilmedi çünkü taraflar bir şekilde anlaştı. Kesey, filmi hiç izlemediğini ama bir kez televizyonda denk geldiğini söylüyor.

Bugüne kadar yapılmış en başarılı filmlerden bir tanesi olarak kabul edilen Guguk Kuşu filmi hakkındaki enteresan bilgilerden bahsederek filmin kamera arkasına ışık tutmaya çalıştık. Guguk Kuşu filmini seviyor musunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz. 

www.idrak34.com