Gemiler, soğuk havalarda yazın taşıyabildikleri yük miktarını taşıyamazlar. Ancak bu durum, kısa günler ve uzun gecelerin etkisiyle de ilgili değil.
Asıl sebep, gemilerin yük taşıma kapasitesini belirleyen o tuhaf ve merak uyandırıcı işaretlerle, yani yükleme sınırlarıyla ilgili.
Gemi yükleme sınırları, kritik öneme sahip.
Bu sınırların her biri; geminin taşıyabileceği maksimum yükü belirten, uluslararası standartlara uygun olarak yerleştirilmiştir. İşaretlerin dizilimi, geminin ne kadar ağır yüklenebileceğini, dolayısıyla ne kadar kazanç sağlayabileceğini belirler.
Yani bu işaretler, geminin belirli su türleri ve hava koşullarında güvenli bir şekilde taşıyabileceği yük miktarını gösterir.
Sınırlar, denizdeki suyun yoğunluğuna göre ve mevsime bağlı olarak değişir.
Tropikal sular, daha fazla yük taşıma kapasitesine izin verirken; kış koşulları, kötü havayı da hesaba katmayı gerektirir. Dolayısıyla taşınan yük miktarı azalır.
Yani bir gemi, farklı su türlerine ve hava koşullarına göre yükünü ayarlamalıdır.
Gemi, bir bölgeden diğerine geçerken ne oluyor?
Diyelim ki bir gemi tropikal bölgeden, kış koşullarının hâkim olduğu bir bölgeye yolculuk ediyor. Bu durumda yolculuk boyunca tüketeceği her şey hesaplanmalı ve bölgeye varıldığında uygun yük taşıdığından emin olunmalıdır.
Örneğin, Karayipler'den Kanada'ya seyahat ederken kış koşullarında daha az yük taşınması gerektiğinden, yük miktarı buna göre ayarlanır.
Peki ya neden? Kış aylarında kötü hava koşulları için ekstra boşluk yani "fribord" gereklidir. Kısaca, olası bir felaket senaryosuna karşı hazırlıklı olmaları gerek diyebiliriz.
Denizcilik dünyası ne kadar da ince hesaplamalarla düzenlenmiş değil mi?
Kaynaklar: Casual Navigation, Marine Insightİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: