?>

Gazap Üzümleri...

Steinbeck’in Pulitzer Ödüllü romanı Gazap Üzümleri (İletişim Yayınları / Çeviren: Rasih Güran), Büyük Buhran nedeniyle Oklahoma’nın Sallisaw şehrindeki topraklarını terk eden Joad ailesinin yolculuğuna; doğum ve ölümün çok daha basit, mutlulukların, kederlerin ve anılar

Gündem - 2 yıl önce

NE YİYİP NE İÇECEĞİZ?

1930’lar Amerika’sında yaşanan toplumsal krizi Steinbeck’in ustalıkla anlattığı Pulitzer Ödüllü Gazap Üzümleri’ni okumadan anlamak pek de olanaklı değil.

Oklahoma’da çiftçilik yaparken bankaya borçlanan, kaybettikleri ve terk etmeleri istenen toprakları kime kaybettiklerini anlayamadan yaşadıkları ev traktör altında ezilen aileler, “Ne yiyip ne içeceğiz?” sorusuyla iş ihtimalinin peşinde batıya hareket ederler.

Soruları yanıtsız kalır çünkü sordukları bir insan değil, topraktan beslenen bir devdir. Suç ne onları üreticiden göçmene dönüştüren de ne evden çıkmalarını söyleyenlerde ne de bankada çalışanlardadır.

Yükleyebildikleri kadar eşyayı, ticaret adı altında hırsızlık yapan fırsatçılardan aldıkları araçlara yükleyip batıya, Kaliforniya’ya, meyve toplamaya giderler.

Yanlarına alamadıkları eşyaları satmak istediklerinde anlayamadıkları bir sisteme karşı verdikleri savaşı kaybedip, tüm mallarını zarara girerek satmalarının; dönüp arkaya baksalar da eşyalardan göremedikleri toprakları bir daha göremeyecek, yapılan düğünleri, dansları, söylenen şarkıları, ilk ağlayışları bir daha duyumsayamayacak olmanın önemi yoktur.

UMUDA YOLCULUK!

Portakal bahçelerinin ortasında beyaz bir ev, asmanın birinden koparılan koskocaman bir sepet dolusu üzüm ama hepsinden önemlisi bir iş... Halkın zamanında Kızılderililerden aldıkları toprakları terk edebilmelerini sağlayan, biraz da sığındıkları bu hayallerdir.

Her sayfada daha da içlerine girerek yakından tanıdığımız Joad ailesinin iniş çıkışlarla, kaybedilenlerle, hayallerle süren yolculukları da böyle başlar. Bilmedikleriyse, bu yolculuğun hiç bitmeyeceğidir.

Aile, aile bireylerinin birbirinden ayrılmaması için iktidarı eline geçiren anaya karşın yavaş yavaş dağılırken diğer göçmenlerle kurulan ilişkilerin sağlamlaşmasının sebebi “aşağılık ve hırsız” gibi anlamlar yüklenen Okie takma isimli göçmenlerin ortak bir noktada buluşmalarıdır: Günler artık ya işe ya da açlığa yaklaştıracak sayılardan başka bir anlam ifade etmez hiçbirine.

TOPRAK SAHİBİNİN KÂBUS’U!

Göçmenler sonunda batıya vardıklarında en büyük şaşkınlığı Kaliforniya’nın işlenmeyen topraklarını görünce yaşarlar. Küçücük bir toprak parçasını ekerek doyurabilecekleri çocuklarını düşünür; toplayacak ürün bulamamalarının sebebini anlayamazlar.

Ekonominin aslında ne kadar basit olduğunu, çürümeye terk edilen meyveyle kaç çocuğun açlıktan ölmekten kurtulacağını bilirler çünkü.

Değeri daha da düşmesin diye üzerine gaz sıkılan meyvelerin hesabını sormanın sırası gelmez zira böyle bir kötülüğe akılları ermez. Onların toprağı işleyerek doyma hayali, toprağın başına silahlı bekçiler diken toprak sahibinin kâbusudur.

Mal sahipleri, “Dünyada hiçbir şeyi Amerikalıların toprağı sevdiği kadar sevmeyen” Meksikalılardan zorla aldıkları verimli Kaliforniya toprakları olur da başkasının üstüne kalır diye işletmezler.

HAREKET HALİNDEKİ YÜZ BİNLERCE İŞSİZ!

On binlercesi dağıtılan sarı ilanlarda gördükleri iş olanaklarına kanıp batıya doğru hareket eden yüz binlerce işsizin açlığı ve aç bıraktıklarının üstlerine yükledikleri sorumluluk, direnmelerine de izin vermez. Saatte 25 cent karşılığında çalışmak istemediklerinde başkasının gelip karın tokluğuna çalışacağını bilirler.

Sonunda günler iş arayıp bulabilirlerse çalışılacakları saatlere, saatler karınlarını doyuracak paraya dönüşür. Ne şakalara gülecek hali kalır insanların ne ölü doğan bebeğe ağlayacak. Çocuklar bile şekere ne hırs ne umut ne özlemle bakar; sadece böyle şeylerin dünyada varoluşuna şaşarlar.

Gazap Üzümleri’nde, Büyük Buhran’ın hayli yakın bir tarihte sıradanlaştırdığı anormalleri, ekonomi terimleriyle duygusuzlaştırılan yokluğu ve sefaleti tüm gerçekliğiyle bir ailenin yolculuğu üzerinden aktararak ve düzen üzerine yeniden düşünmenin bugün de gerekli olduğunu anımsatarak tam bir sanat eserine dönüştürüyor Steinbeck...

www.idrak34.com
Haftanın Öne Çıkanları

A101 Michael Kors çanta satışıyla akılları baştan aldı! 15 Eylül kataloğundaki fiyatlar olay

2022-09-16 01:29 - Gündem

Pınar Altuğ'un hiçbir yerde olmayan gençlik fotoğrafı bomba: Tüm göğsün açık

2022-09-17 21:55 - Magazin

Ethereum Madenciliğinin Bitişinin İlk Etkileri Açıklandı

2022-09-17 10:45 - Teknoloji

Kadın olan Çukur'un Timsah Celil'inden önce sütyensiz sonra da bikinili poz geldi

2022-09-21 13:08 - Magazin

Tiyatro ve sinema oyuncusu Başak Özel hayatını kaybetti

2022-09-20 15:28 - Magazin

Ünlü isimler Mahsa Amini'nin ölümüne, saç şeklindeki bayrağı paylaşarak tepki gösterdi

2022-09-22 13:22 - Magazin

Sedat Peker'in avukatından 'Emre Olur' açıklaması

2022-09-18 23:04 - Gündem

Hakan Balta'nın eşi kim? Hakan Balta'nın eşi Derya Balta kimdir?

2022-09-21 15:31 - Spor

Evlilik yolunda giden aşklarını bakın ne için bitirmişti! Melisa Aslı Pamuk meğer fallara inanamış

2022-09-21 16:53 - Magazin

Mısır’ın Mitolojisinin Güneş Tanrısı: RA Aslında Kimdir?

2022-09-22 12:49 - Teknoloji

İlgili Haberler

Bitlis'te korkutan deprem! AFAD şiddetini açıkladı

18:13 - Gündem

İstanbul'a kar yağacak mı, ne zaman? Uzman isim net konuştu

18:07 - Gündem

Gümüşhane - Bayburt Günleri İstanbul'da başladı!

17:32 - Gündem

İletişim Başkanı Fahrettin Altun'dan barış vurgusu: Türkiye hakikat mücadelesi yürütüyor

17:28 - Gündem

Taksim’de Filistin’e adanmış ikinci buluşma

17:18 - Gündem

Günün Manşetleri

Cumhurbaşkanı Erdoğan: En zor günler artık geride kaldı!

18:23 - Ekonomi

Son dakika... Cumhurbaşkanı Erdoğan: En zor günler artık geride kaldı!

18:18 - Ekonomi

Beşiktaş'ta Voleybol İcra Kurulu istifa etti

18:12 - Spor

İstanbul'a kar yağacak mı, ne zaman? Uzman isim net konuştu

18:07 - Gündem

Eyüpspor'dan Galatasaray maçı öncesi sakatlık açıklaması

18:03 - Spor