Fransa'nın önde gelen gazetelerinden Le Monde'de, Türkiye'de gerçekleşen cumhurbaşkanı seçimi ikinci turuna ilişkin "Türkiye: Kasvetli bir geleceğin hayaleti" başlıklı bir yazı yayımlandı.
Yazıda, "şiddetli ekonomik krize" rağmen AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden cumhurbaşkanı seçildiği vurgulanırken, "Artık her zamankinden daha dindar ve milliyetçi bir Türkiye'yi dayatmak için tüm kartlar elinde" denildi.
"Erdoğan'ı hiçbir şeyin yıldıramadığı" belirtilen yazıda, "Yaşanan şiddetli ekonomik kriz, Depreme verilen yavaş tepki ve rejimin otoriter bir çizgiye kayması, kendisine olan güvenini bir kez daha tazeleyen muhafazakar seçmeni zayıflatmadı. Koşullara rağmen liderin yanında yer alan bu kesim ile lider arasındaki rezonans, muhalefet tarafından büyük ölçüde hafife alındı" ifadeleri kullanıldı.
"TÜRKİYE EKONOMİSİNDE AĞIR BİR SORUMLULUK TAŞIYOR"
Yazıda, "Enflasyonun halkı iflasa sürüklediği, Rusya-Ukrayna savaşı ve milyonlarca Suriyeli mültecinin bulunduğu bu sıkıntılı zamanlarda, Türklerin çoğunluğu Erdoğan'ı günlük sıkıntıları için bir çıkış yolu olarak görmek yerine siyasi istikrarın garantisi olarak görmeyi tercih etti" denildi.
"Erdoğan'ın, Türkiye'nin ekonomik durumu konusunda ağır bir sorumluluk taşıdığını" belirtilen yazıda, "Tüm ekonomik mantığın aksine, hiperenflasyon karşısında kendisini faiz oranlarını düşürme politikasına kilitlemiş, bu da ihracatı destekleme bahanesiyle yangına körükle gitmekten başka bir işe yaramamış ve perişan haldeki halkın alım gücündeki erozyonu daha da şiddetlendirmiştir" ifadeleri yer aldı.
Yazıda, "Erdoğan'ın zaferinin ardından kısa vadeli bir devalüasyon kaçınılmaz görünürken, ülke sanayisini ayakta tutmak için gerekli olan Rus gazını krediyle tüketiyor" ifadeleri kullanıldı.
"ARTIK İHTİYAÇ DUYDUĞU TÜM MANİVELALARA SAHİP"
Erdoğan'ın "şu anda büyük işini gerçekleştirmek için ideal bir konumda" olduğu savunulan yazıda, şunlar kaydedildi:
"Yargıdan basına ve hukukun üstünlüğünün temel kurumlarına kadar tüm denge ve denetleme mekanizmalarını devre dışı bırakan ve gücünü pekiştirmek için dini kullanan Erdoğan, artık ülke tarihine sonsuza dek damgasını vurmak için ihtiyaç duyduğu tüm manivelalara sahip. 2023, hayal ettiği Türkiye'nin taslağını çizmesi için bir fırsat olmalı: her zamankinden daha dindar, daha milliyetçi ama aynı zamanda ekonomik olarak daha şeffaf olmayan bir Türkiye..."
Yazıda, "Bu dar zafer, Erdoğan'ı hatalarını kabul etme konusunda cesaretlendirmelidir, her ne kadar bunun onun doğasında olmadığını söylemek gerekse de. Türklerin, Ankara'yı Batı'dan daha da uzaklaştıracak ve Erdoğan'ın tükenmez ilham kaynakları olan Rusya ve Çin'e daha da yakınlaştıracak olan otoriter bir sürüklenmenin devamından kazanacakları hiçbir şey yoktur" denildi.