Özellikle fiş ve makbuz gibi çeşitli kâğıt ürünlerinde ve ayrıca günlük hayatımızda elimizi attığımız çoğu şeyde bulunan BPA, oldukça uzun bir geçmişi olan kimyasaldır. Ne yazık ki bunu solumak veya yutmak şöyle dursun, dokunmak bile oldukça endişe vericidir.
Peki BPA tam olarak nedir ve sağlığımızı ne yönde etkiler?
Bisfenol-A (BPA), 1960’lı yıllardan beri güçlü ve dayanıklı plastikler üretmek amacıyla kullanılır.
Bu tür bir kimyasal plastik; içecek kapları, konserve yiyecekler, tuvalet malzemeleri, yemek takımları, güvenlik ekipmanları, otomobil parçaları, oyuncaklar ve çeşitli fişlerde bulunur. Bu fişler arasında da uçak ve sinema biletleri, reçete etiketleri, piyango biletleri, market ve ATM makbuzları vardır.
Ayrıca BPA, termal kâğıt kullanan birçok yazar kasa fişinde bir bakıma ısıya duyarlı mürekkep geliştirici olarak kullanılır. Isı, boya ile BPA arasında bir reaksiyonu tetikler ve bu sayede fişlerin üzerinde gördüğümüz siyah baskılar ortaya çıkar.
BPA’nin bir endişe kaynağı hâline gelmesinin sebebi ise bu kimyasalın, yiyecek ve içecek kaplarından çıkıp tüketilen besinlere karışabilmesidir.
Etiketler üzerinde BPA ibaresine rastlamak genellikle mümkün değildir ve çeşitli testler uygulanmadan bu kapların içinde BPA olup olmadığı tespit edilemez. Yani bu plastikten kaçınmak neredeyse imkansızdır.
Temas yoluyla vücudumuza giren BPA’nın büyük bir kısmı, karaciğer tarafından metabolize edilir ve idrar yoluyla vücuttan atılır. Çoğu çalışma bu kimyasalın, genellikle birkaç saat içinde hızlı bir şekilde parçalandığını gösterir.
Ancak BPA’ya maruz kalma miktarı o kadar fazladır ki araştırmalar, 6 yaşın üzerindeki çoğu kişinin idrarında ölçülebilir miktarda BPA ile karşılaşır. Ayrıca BPA, vücutta olması gerekenden fazla kalırsa endokrin bozucu olarak görev yapmaya başlar.
Meme ve yumurtalık kanserini tetiklemesinin yanı sıra bağışıklık, tiroit, obezite, diyabet, kalp hastalıkları ve çeşitli metabolik problemlere davetiye çıkarabilir. Yine bu kimyasal, östrojen reseptörlerine bağlanabilir. Böyle bir durum da hücre onarımı, fetal gelişim, enerji seviyeleri ve üreme gibi çeşitli bedensel süreçler doğrudan etkilenir.
Öyle ki BPA’nın verdiği zararlar, hayvanlar üzerinde bile kanıtlanmıştır.
Bir çalışma BPA’ya maruz kalmış içme suyunu tüketen farelerin, BPA’sız suyu içen farelere kıyasla testosteron seviyelerinin ve sperm kalitelerinin azaldığını gösterir. BPA’ya maruz kalan dişi farelerin ise yumurta sayısı ve doğurganlığı aynı şekilde azalma eğilimindedir.