Yetmiş dört yaşındaki Steven Spielberg 40 yıldır çocukluğunu, ailesinin öyküsünü anlatmayı istiyordu. Sonunda 2022’de Pulitzer ödüllü senarist dostu Tony Kushner’le birlikte The Fabelmans’ın (Fabelmanlar) senaryosunu yazdı. 10 Ocak 1952’de 5 yaşındaki Sammy ailesiyle birlikte Cecil B. DeMille’in Dünyadaki En Büyük Gösteri filmini izler, çok etkilenir. Mühendis babası Burt ona sinemada saniyede 24 karenin nasıl aktığını açıklar, piyanist annesi Mitzi filmleri düşlere benzetir. İşkolik Burt ailesini rahat ettirmek için sürekli çalışır, Mitzi ise dört çocuğunu büyütmek için konser piyanistliğinden vazgeçmiştir.
SİNEMANIN GİZEMLİ GÜCÜ
Yarı biyografik filminde yönetmenin seçtiği kurgu başlık ilgi çekicidir: Fabelman (Masal adam). Janusz Kaminski’nin dönemsel renk tonları, Kushner’in ayrıntılı senaryosu, John Williams’ın büyülü müziği bizi sinemacının sanat, yaratıcılık, zorluklar, özveriler, ödünler dolu yaşamına taşır. Burt gerçek verilerle, bilimle, Mitzi sanatla, düşsellikle uğraştığı için Sammy sinema tekniğini babasından, yaratıcılığını da annesinden alır. Çat kapı gelen Boris dayısı Sammy’ye “Ailen ve sanatın arasında kalıp acı çekeceksin, yalnız kalacaksın; babası “Kalbin sana ne söylerse onu yapmalısın” der.
The Man Who Shot Liberty Valance’ı (Kahramanın Sonu/1962) izledikten sonra hayran kaldığı John Ford’la tanıştığında yönetmen ona ufuk çizgisi üstte ya da altta olursa film ilginçtir, çizgi ortada kalırsa sıradandır diyerek Sammy’ye önemli bir sinema dersi verir.
Sammy’nin ailesi klasik bir Amerikan ailesi olmasına karşın ilişkileri sıradan değildir, Mitzi’nin iç dünyası karmakarışıktır. Burt-Mitzi-aile dostları Benny arasındaki üçgen François Truffaut’nun Jules ile Jim filmini anımsatır. Burt’ün işinden ötürü Arizona’dan Kaliforniya’ya giden aile burada Yahudi düşmanlığıyla, Sammy de lisede ergen acımasızlığıyla karşılaşır. Lisedeyken çektiği Okul Kırma Günü kısa metrajıyla insanlar üstündeki gizemli gücünü ayrımsar. “Filmlerimdeki konularımın kaynağı çocukluğumdan gelir” diyen Spielberg sinema tarihinin en önemli yönetmenlerindendir. Hâlâ 35 mm pelikül kullanan ender sinemacılardandır. Sinema sanatına duyduğu sevgi, saygı sınırsızdır. Sinemanın eğlendirici, duygulandırıcı, iyileştirici gücünü, yaşamın gerçeğini yumuşak, düşsel, bilgilendirici, zaman zaman sert şekilde aktardı.
Gabriel LaBelle, Michelle Williams, Paul Dano, Seth Rogen, David Lynch, Judd Hirsch’in oynadığı Fabelmans bugün gösterime girdi.
YİTİK GENÇLER KUŞAĞI
“Özgür Avrupa Radyosu’nun Metronom adlı programından, 1970’lerin şarkılarından, müziklerinden, genç kuşakların özgürlük arayışından, ailemin totaliter rejimin baskısı altında kalmasından dolayı Metronom’u çektim” diyor Alexandru Belc. Yönetmen-senarist Belc, 1972’de Çavuşesku’nun baskıcı, despotik döneminde yaşamak zorunda kalan genç Ana ve arkadaşlarının öyküsünü yalın, minimal bir anlatımla betimliyor.
TARİHSEL BELLEK
Çevre, radyo sesleri politik drama gerçekçilik katıyor. Tarihe, tarihsel belleğe ilgi duyan yönetmen ilk belgesellerinde geçmişin kalıntılarını, eski devasa sosyalist fabrikaları, yok olmaya mahkûm sinema salonlarını anlattığını belirterek uzun metrajı Metronom’u özellikle genç kuşakların izlemesini istiyor. Romen Yeni Dalga akımının öncüleri Cristian Mungiu ve Corneliu Promboiu ile çalışan Belc ustalarının izinden gidiyor. Genç ve profesyonel oyuncularla kadrosunu oluşturan Belc’in yönetiminde Ana’yı yorumlayan Mara Bugarin çok başarılı. Belc, Metronom’la Cannes’ın Belirli Bir Bakış bölümünde en iyi yönetmen seçildi.