HABER7
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in Pensilvanya’dan kaçırılmasının ardından parçalanma evresine giren terör örgütünde itiraf silsilesi devam ediyor. Fetullah Gülen’in yeğeni Ebuseleme Gülen’in 15 Temmuz darbe kalkışmasıyla ilgili itiraflarının ardından, örgütün etki ajanı firari Cevheri Güven’in de dilinin bağı çözüldü.
Firar ettiği Almanya’nın Hessen eyaletinde yaşayan Cevheri Güven, FETÖ’nün medya/dezenformasyon yapılanması için özel yetiştirdiği etki ajanları arasında yer alıyor.GEZİ’DE YAKINLAŞMA, 17-25 ARALIK’TAN 15 TEMMUZ’A İŞBİRLİĞİ
Cevheri Güven, Youtube’da yayınlayıp apar topar sildiği 49 dakikalık son videosunda 17/25 Aralık kumpasını “Gülen grubunun” gerçekleştirdiğini, Gezi kalkışmasını düzenleyen sekülerlerle ittifak kurduklarını ve 15 Temmuz sürecine kadar devam edildiğini söyledi. Firari Güven, “2013 yılındaki bu hadiselerden sonra, içerisinde Kemalistlerin de bulunduğu seküler yapı ile Gülen cemaati arasında yakınlaşma başladı. Hatta işbirliği başladı.” itirafında bulundu.
Videoda “17/25 Aralık operasyonlarının arkasında Gülen grubu vardır.” diyen Cevheri Güven, “Operasyonlara giren insanların binde birini bile tanımıyorum” diyerek inkar stratejisi izleyen Fetullah Gülen’in yalanını ifşa etti.
17-25 Aralık sürecinde ortaya atılan montajlı ses kasetlerinin Gülen grubu tarafından yayınlandığını söyleyen Cevheri Güven, seküler kesimin bu bilgileri kullandığı, bu sayede FETÖ’nün büyük toplumsal güce sesini duyurabilmeye imkan bulduğunu belirtti.
İşbirliğinin somut örneğini de veren Cevheri Güven, FETÖ’nün yayın organlarının kapatıldığı dönem bütün seküler siyasetçi ve yazarların desteğe koştuğunu hatırlattı.
Güven, “Büyük işbirliği” olarak adlandırdığı Kemalist-Gülenist ittifakının 15 Temmuz’a kadar devam ettiğini ve 15 Temmuz’un başarısız olup Yenikapı’daki tarihi Şehitler ve Demokrasi Mitingi ile yok edildiğini ifade etti.
FETÖ’NÜN 17-25 ARALIK KUMPAS SÜRECİNDE BÜROKRASİYİ ELE GEÇİRDİĞİNİ İTİRAF ETTİ
İşte FETÖ firarisi Cevheri Güven’in Youtube hesabında yayınladıktan sonra açıklama yapmaksızın sildiği videoda dile getirdiği itiraflar:
“2013 yılında iki büyük hadise gerçekleşti. Bunlardan birisi Gezi olayları, diğeri 17/25 Aralık yolsuzluk olaylarıdır. Gezi olayları toplumun baskıcı iktidara başkaldırmasıdır. 17/25 Aralık ise bürokrasideki hakim gücün, iktidarın usulsüzlüklerine başkaldırmasıdır.
AÇIK AÇIK SÖYLEDİ: 17/25’İ FETÖ DÜZENLEDİ
Gezi olaylarının arkasında, toplumun seküler kesimi vardır. 17/25 Aralık operasyonlarının arkasında ise Gülen grubu vardır.
2013 yılında yaşanan bu büyük iki olaydan sonra iktidarın büyük baskısı geldi. Hem Gezi’nin, hem de 17/25’in arkasındaki toplumsal yapıya. Bu baskı, iki yapıyı birbirine yaklaştırdı.
GÜLENCİLER NE SERVİS ETTİYSE KEMALİSTLER YAYINLADI
2013 yılındaki bu hadiselerden sonra, içerisinde Kemalistlerin de bulunduğu seküler yapı ile Gülen cemaati arasında yakınlaşma başladı. Hatta işbirliği başladı.
Gülen grubunun ortaya çıkardığı devletin içindeki suçlar, ardı ardına seküler kesimi temsil eden Cumhuriyet gazetesinde, Hürriyet gazetesinde manşet oldu.
Ve seküler kesim, Gülen grubunun ortaya çıkardığı bu bilgileri kullanırken, Gülen grubu da seküler kesimin büyük toplumsal gücüyle, kendisinin ortaya çıkardığı şeyleri topluma mâl edebilme imkanı bulmuş oldu.
Ve bu süreçte işbirliği diyebileceğimiz bir süreç oldu.
Bu iki grubun arasındaki yakınlaşmayı hatırlayın, Bugün TV’nin yayınının kapatıldığı, Zaman gazetesine baskın düzenlendiği gün boyunca CHP’liler, HDP’liler, toplumun seküler kesimindeki insanlar, en önemli seküler yazarlar hepsi oraya gittiler.
Bu birliktelik büyük işbirliğiydi.
İTTİFAK 15 TEMMUZ’UN BAŞARISIZ OLMASIYLA ÇÖKTÜ
Ve bu ihtimal ne zaman yok edildi? 15 Temmuz’da bu ihtimal tamamen yok edildi... Kazlıçeşme (Yenikapı) mitingi oldu ve ‘devlet fabrika ayarlarına çok sağlam bir tokatla döndü dedi’ ve herkes orada ip gibi dizildi. Onun öncesinde 17/25 Aralık tapelerini grup toplantısında yayınlayan Kemal Kılıçdaroğlu da ip gibi dizilenlerden bir tanesi oldu... Dolayısıyla bütün bu sürece baktığımızda, cemaati devletin paketlemesi faz1’den, cemaati devletin dağıtması faz2’ye baktığımızda devletin Türkiye’de ne kadar kuvvetli bir yapı olduğunu görüyoruz...”