Ernst&Young (EY), 21 ülkede farklı sektörden binden fazla iş gücü profesyonelinin ve çalışanın katılımıyla gerçekleştirdiği "2024 İş Gücü Mobilitesinin Geleceği" (Mobility Reimagined) araştırmasının sonuçlarını paylaştı.
Şirketten yapılan açıklamaya göre, araştırma, iş gücü hareketliliğinin, dünya genelinde iş yapış biçimlerinde köklü değişiklikler yarattığını ve uzaktan çalışma modelinin yaygınlaşmasıyla iş gücü hareketliliğindeki trendlerin nasıl şekillendiğini ortaya koyuyor.
Kurumsal liderlerin iş gücü hareketliliği stratejilerini nasıl yeniden tasarladığını ve geliştirdiğini inceleyen araştırma, mobil çalışanlar, iş hedefleri ve kurumsal dayanıklılık için daha iyi sonuçlar sağlayabilecek etkenleri stratejik uyum, yetenek bağlantısı, dijital odaklanma, esneklik ve dış uzmanlığın kullanılması olarak sıralıyor.
Ankete katılanlar, gelişmiş, gelişmekte olan ve diğer grup olarak üçe ayrıldı.
Gelişmiş iş gücü mobilite fonskiyonlarına sahip sektörlerin başında enerji (yüzde 30), teknoloji, medya ve telekomünikasyon (yüzde 30), finansal hizmetler (yüzde 26), tüketici ve perakende (yüzde 24) sektörleri geliyor. Gelişmekte olan iş gücü mobilite fonksiyonlarına sahip olanlara göre ise ilk sırada otomotiv ve üretim sektörü (yüzde 60) yer alıyor.
İŞVERENLER YURT İÇİ VE ULUSLARARASI ÇALIŞAN HAREKETLERİNİ TAKİP EDİYOR
Araştırmaya katılan işverenlerin neredeyse tamamı (yüzde 98) yurt içi ve uluslararası çalışan hareketlerini takip ettiklerini söylüyor. Bu oran, geçen yıl yüzde 49du.
İş gücü profesyonellerinin çoğu (yüzde 86) ise iş gücü hareketliliğinin, karbon ayak izini azaltmak, kurumsal sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunmak ve çevre dostu ulaşım seçeneklerine öncelik vermek üzere kuruluşlarının genel sürdürülebilirlik gündemini ve hedeflerini iyileştirdiğini söylüyor.
YÜZDE 34 İŞİNDEN AYRILMAK İSTİYOR
EY araştırması, bir yıl içinde işlerinden ayrılmaya istekli çalışan sayısının oldukça yüksek olduğunu (yüzde 34) gösterirken, çalışanların öncelikli endişesinin ücret olduğunu ortaya koyuyor.
Mobilite uzmanları, kuruluşların bu durumun farkında olduğunu ve yüzde 82sinin hibrit çalışmaya yönelik bir yaklaşım geliştirdiğini söylüyor. Ancak işverenler, uzaktan çalışmanın sınır ötesi olmasına henüz tam olarak ikna olmuş değil. İşverenlerin yüzde 41i hibrit modelin fiziksel iş gücü hareketliliğinin yerini alabileceğini düşünüyor ve yüzde 49u, bu modelin özellikle kıdemli profesyoneller için aynı düzeyde verim sunmadığına inanıyor.
Araştırmaya göre, gelecek iki yıl içinde, profesyonellerin yüzde 80i, iş gücü alanındaki mobilite teknolojisine yatırımlarını artırmayı planladığını belirtiyor. İşverenlerin çoğu (yüzde 91) otomasyonu ve dijitalleşmeyi verimlilik açısından yararlı buluyor ve bu kapsamda en önemli üç faydayı "süreç basitleştirme", "süreç standardizasyonu" ve "vergi ve göçmenlik politikalarına uyum" olarak sıralıyor.
Üretken yapay zeka (GenAI) araçlarına doğru hızlanan yolculuğun, gelecek 12 ay içerisinde yatırımları ve iş akışlarını etkilemesi bekleniyor. Mobilite işlevlerinin yüzde 71i GenAIı kısıtlı olarak, yüzde 22si ise rutin olarak kullanıyor. İşverenlerin yüzde 79u GenAIın esnek çalışma yolları, çalışan deneyimi ve yeni iş fırsatlarının sağlanması gibi konularda olumlu etkisi olacağını söylüyor. Yanıt verenlerin yüzde 44ü ise GenAIın esnek çalışmaya fayda sağlayacağını düşünüyor.
"ŞİRKETLERİN ESNEK ÇALIŞMA DÜZENLERİNİ BENİMSEMELERİ GEREKİYOR"
Açıklamada görüşlerine yer verilen EY Türkiye İş Gücü Danışmanlığı Lideri ve Şirket Ortağı Ersin Yıldırım, araştırma sonuçlarının, mobil şekilde çalışanlar, iş hedefleri ve kurumsal esneklik için daha iyi sonuçlar sağlayabilecek iş gücü mobilitesini geliştirmek için temel itici güçleri ortaya koyduğunu belirtti.
Yıldırım, "İş gücü yönetiminde ve liderlik pratiklerinde önemli değişikliklerin beklendiği bu dönemde, şirketlerin esnek çalışma düzenlerini benimsemeleri ve çalışanlarının ihtiyaçlarına uygun hareketlilik çözümleri sunmaları gerekecek. Ayrıca, liderlik ekiplerinin bu alandaki kriz yönetimi becerilerini geliştirmesi ve değişen iş gücü dinamiklerine uyum sağlaması kaçınılmaz olacak." ifadelerini kullandı.
Esnekliğin, uyum sağlama ve çalışan ihtiyaçlarına odaklanmanın öneminden bahseden Yıldırım, "Bunlar, başarılı bir hareketlilik stratejisinin temelini oluşturacak gibi görünüyor. Gelişmiş bir iş gücü mobilitesi için kuruluşlar, stratejik davranarak ve gelecekteki liderlerin yetiştirilmesindeki önemin bilincinde olarak, hareketliliği daha geniş iş gücü gündemine dahil etmeli." değerlendirmesinde bulundu.