ExxonMobil, küresel petrol talebinin 2050 yılına kadar neredeyse değişmeden kalacağını ve fosil yakıtlara yapılan yatırımların kısıtlanmasının yeni bir enerji fiyat şokuna neden olabileceğini açıkladı. Şirket, Pazartesi günü yayınladığı tahminde, enerji dönüşümünün fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltma konusunda başarısız olacağı varsayımıyla, petrol talebinin önümüzdeki 25 yıl boyunca günde 100 milyon varilin üzerinde kalacağını öngördü.
Exxon, bu talebi karşılamak için yeterli yatırım yapılmaması durumunda küresel bir petrol şoku yaşanabileceğini ve arzın düşmesiyle birlikte ham petrol fiyatlarının dört katına çıkabileceğini uyardı.
BP VE IEA FARKLI BİR TABLO ÇİZİYOR
Bu öngörü, BP gibi diğer büyük petrol şirketlerinin daha düşük petrol talebi tahminleriyle çelişiyor. BP, 2050'de petrol tüketiminin günde 75 milyon varile düşeceğini öngörürken, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) bu rakamın 54,8 milyon varil olacağını tahmin ediyor.
Exxon’un bu tahmini, fosil yakıt üreticilerinin pazarlarını savunma çabaları ile, iklim bilimciler ve politika yapıcıların fosil yakıt kullanımını hızla azaltmamaları halinde tehlikeli küresel ısınmanın kaçınılmaz olacağı yönündeki uyarıları arasında giderek sertleşen bir tartışmanın ortasında geliyor. Exxon uzun süredir, dünyanın yoksulluk içinde yaşayan milyarlarca insanını refaha kavuşturmak için daha fazla petrole ihtiyaç duyulacağını savunuyor. Ancak şirket, fosil yakıtların iklim değişikliğine neden olduğu gerçeğini kamuoyundan sakladığı iddiasıyla çevreciler ve Kaliforniya'daki politika yapıcılar tarafından açılan davalarla karşı karşıya.
Bu tahmin, Exxon'un, fosil yakıtlara odaklanmasının "varoluşsal bir iş riski" yarattığını savunan aktivist yatırımcı Engine No. 1'e karşı üç yıl önce Wall Street'te yaşadığı unutulmaz hissedar savaşının ardından geldi. Bu yıl ise Exxon, iklim değişikliğiyle mücadelede daha fazlasını yapmasını talep eden hissedar önerilerine karşı dava açtı.
EMİSYON MİKTARI AZALACAK
Exxon, petrol ve gaz talebinin güçlü kalacağını öngörürken, 2050 yılına kadar karbon emisyonlarının enerji verimliliği, karbon yakalama ve yenilenebilir enerji teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla yüzde 25 oranında azalacağını tahmin ediyor. Ancak bu, Paris Anlaşması'nda belirlenen net sıfır hedeflerine ulaşmak için gereken seviyelerin oldukça altında kalıyor.
Haziran ayında Paris merkezli IEA, dünyanın fosil yakıtlardan uzaklaştığı bir dönemde üreticilerin üretimi artırmaya devam etmesi halinde on yılın sonunda "şaşırtıcı" bir petrol fazlası ile karşılaşılabileceği konusunda uyardı. OPEC ise IEA'nın tahminlerini "tehlikeli yorumlar" olarak nitelendirerek, petrol talebinin 2045 yılına kadar 116 milyon varile ulaşacağı yönündeki kendi tahminlerine bağlı kaldı.
NÜFUS ARTACAK DOLAYISIYLA TALEP DE
Exxon’un raporu, nüfus artışının toplam enerji kullanımını 2050 yılına kadar yüzde 15 oranında artıracağı ve petrol ile gazın küresel ekonomi için vazgeçilmez olmaya devam edeceği sonucuna varıyor. Şirket, 2050 yılına kadar benzinli yolcu araçları için petrol talebinin dörtte bir oranında azalacağını, ancak sanayiden gelen talebin bu açığı kapatacağını öngörüyor.
Exxon, bu tahminleri gelecekteki üretim büyüme planlarını belirlemek için kullanıyor. Şirketin iddialı büyüme planları arasında Teksas'taki kaya petrolünden Guyana açıklarındaki projelere kadar genişleyen yatırımlar yer alıyor. Çevre kampanyacıları, Exxon’un bu tahmininin, ölmekte olan bir endüstrinin yatırımcıları yeni üretimi desteklemeye ikna etme çabası olduğunu belirtiyor. Stand.earth'in kıdemli iklim finansmanı kampanyacısı Hannah Saggau, "Dünya genelinde hükümetler ve finansal kurumlar enerji dönüşümüne bağlı kalmışken, petrol genişlemesinde uzun vadeli bir gelecek yok ve sadece maddi risk bulunuyor," dedi.