AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kesin olmayan sonuçlara göre cumhurbaşkanı seçildi.
Erdoğan, Külliye'de yaptığı balkon konuşmasında Cumhur İttifakı ve destekçileriyle poz verirken önümüzdeki dönemde izlenecek politikalara ilişkin ipuçları verdi.
T24 yazarı Gökçer Tahincioğlu politikaların sertleşerek devam edeceğini belirtirken yazısında şunları kaydetti:
OĞAN- HÜDAPAR EL ELE
“Bir ülkücü HÜDA Par’la aynı sandığa kessen girmez” diyen Oğan, HÜDA Par ile el ele. Son fotoğraftan başlamak tabloyu daha net anlatıyor. Erdoğan için seçimi kazanmak hayatiydi ve AKP’nin tarihinde görülmedik biçimde, sandıkta ciddi karşılığı o ana kadar bulunmayan partilerle de işbirliğine gitti. İttifak yapılmadığı, sadece listeye bazı adaylarının alındığı söylenen HÜDA Par’ın lideri Zekeriya Yapıcıoğlu, Cumhur İttifakı'nın bileşenleri MHP, BBP, Yeniden Refah Partisi ve DSP liderleriyle birlikte balkona çağrıldı. Bu isimlerin yanında seçimin ikinci turunda Erdoğan’a destek veren Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan da vardı. Üstelik ilk turdan önce “HÜDA Par’la sandığa bir ülkücüyü kessen girmez, Hüda Par’la yan yana durmaz bir Türk milliyetçisi” açıklamasını Oğan, Yapıcıoğlu’nun elini tutarak havaya kaldıran isim oldu.
POLİTİKALARIN SERTLEŞECEK SÜRECEĞİ MESAJINI VERDİ
Erdoğan'ın balkon konuşması 85 milyona çağrı niteliğinde başlarken konuşmasının devamında sert bir üslup kullandı. Erdoğan, Millet İttifakının cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na montaj video üzerinden yüklenmeye devam ederken Selahattin Demirtaş için "idam" sloganları atıldı.
Tahincioğlu yazısında ayrıca şunları söyledi:
"Soranlara sormayanlara” nakaratını her mitinginde söylediği kampanya şarkısı ile balkona gelen Erdoğan’ın ilk sözleri yapıcıydı. "Tercihini hangi partiden, hangi adaydan yana kullanmış olursa olsun her vatandaşıma teşekkür ediyorum. Kazanan biz değiliz Türkiye'dir, kazanan demokrasimizdir Kazandığımızda ülkemizde kimse kaybetmeyecek demiştik. Biz kazandığımızda tek kaybeden kirli senaryoların sahipleriyle, onların aparatları terör örgütleri ve tefeciler olacak demiştik. Aynı sözü bir kez daha veriyoruz. Bugün kimse kaybetmemiştir. Kazanmıştır. Kimseye kırgın, kızgın, öfkeli değiliz. Artık seçim dönemine dair tüm tartışmaları ve çekişmeleri bir kenara bırakarak milli hedeflerimiz, hayallerimiz etrafından bütünleşme vaktidir. Bu çağrıyı laf olsun diye değil, tüm kalbimizle yapıyoruz. Türkiye’nin gücü 85 milyonun hep beraber olmasından kaynaklanıyor” ifadelerini kullanan Erdoğan, konuşmasının kalan bölümünde sert bir üslup kullandı ve politikalarının sertleşerek süreceği mesajını verdi."
ÖFKELİ KALABALIK!
Kalabalığın, “Bay bay Kemal” sloganları eşliğinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alan Erdoğan, “montaj video” nedeniyle eleştirilmesine neden olan söylemini tekrarladı. Kılıçdaroğlu’na Kandil’in “Haydi” şarkısı üzerinden mesaj verdiğini savunarak, “Kandil’dekilerle 'Haydi' diyebilirsiniz ama bu millet yutmuyor” dedi. Bu sırada kalabalık, “Apo’nun p.çleri yıldıramaz bizleri” sloganları attı.
İDAM SLOGANLARI ATILDI
Milliyetçi-muhafazakar oylarla seçimi kazanan Erdoğan, HDP-Yeşil Sol çizgisine yönelik sert sözlerini de sürdürdü. Kılıçdaroğlu’nu hedef alan Erdoğan, “Selo'yu çıkarmak istiyorsanız oyu bana vereceksiniz’ diyordu. Benim milletim ne dedi? Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan bu terörist Selo'dur. Adaletin, hak ve hukukun egemen olduğu Türkiye’de sen 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan Selo’yu istediğin gibi dışarı çıkaramazsın. Bizim iktidarımızda böyle bir şeyin gerçekleşmesi mümkün değildir. Bizim iktidarımızda, ‘Adalet mülkün esasıdır’ bu değiştirilemez” ifadelerini kullandı. Erdoğan, Selahattin Demirtaş’ın cezaevinden iktidarları döneminde çıkamayacağının mesajını verirken kalabalık, “Selo’ya idam” sloganları attı.
EKONOMİ VE TERÖR
Tahincioğlu yazısında, Erdoğan'ın konuşmasındaki terör, ekonomi ve sığınmacı konusundaki açıklamalarına dikkat çekerek şunları aktardı:
Erdoğan’ın kritik mesajlarından biri ekonomi başlığındaydı. Demokrat Parti ve Adnan Menderes’ten bugüne uzanan çizginin artık zafere ulaştığını söyleyen Erdoğan, “Bize dar gelen deli gömlekleri içinde bizi yıllarca boğanların korkusu hep Türkiye yüzyılının bir gün gelip kapılarına dayanacağıdır. Bugün işte o gündür… Kurulan ittifakları gördünüz, kimlerin kimlerle beraber birlikte olduğunu gördünüz. Terör örgütlerinden sapkın akımlara kimlerin olduğunu gördünüz. Hamdolsun başaramadılar. İnşallah bundan sonra da başaramayacaklar” dedi.
"YAPARSAK YİNE BİZ YAPARIZ"
“Enflasyonun yol açtığı fiyat artışlarından kaynaklı sıkıntıları gidermek, önümüzdeki günlerin en acil konu başlığıdır. Bunları çözmek bizler için zor değil. Başbakanlığım dönemimde bunu ispatlayan biz değil miyiz? Yaparsak yine biz yaparız. Şu anda faiz 8.5’a indirildi, enflasyonu da göreceksiniz o da inecek. Onlar bizimle yarışamaz. IMF’nin kapısında nöbet tutarlar. Bu CHP hâlâ IMF’den borç almamız lazım diyordu.”
ÜRETİM EKONOMİSİ
Ekonomideki yeni dönem modelini, “Üretim ekonomisi” olarak ifade eden Erdoğan, “Herkesi şaşırtacak yeni bir ekonomik atılımın lokomotifi yapacağız” diyerek, üretim modeliyle sorunların çözüleceğini kaydetti. Uluslararası dengelerin yerine oturmasıyla ekonomide daha hızlı sonuç alınacağını vurguladı.
“Güneyimizdeki tehditlerle, terörle mücadeleyi arttıracağız. Sınırlarımızdan bunları uzak tutmaya devam edeceğiz” diyen Erdoğan, Katar’la yapılan yeni iskân projesiyle, 1 milyon sığınmacının daha ülkesine döneceğini belirterek, bu konudaki mevcut politikaların da süreceği mesajı verdi.
DUA ŞİİRİ İLE BİTİRDİ
Konuşmasının son bölümünde 29 Mayıs'ta İstanbul’un fethinin 570. yılının kutlandığını anımsatarak, fetih konusundaki hadisi Arapça okuyan Erdoğan, “Sizleri bu ecdadın torunları olarak görüyorum. İnşallah bu seçimleri giriş kapısı olarak gördüğümüz Türkiye yüzyılı, tarihe böyle bir dönüm noktası olarak geçecektir” vurgusunu yaptı. Erdoğan’ın Arif Nihat Asya’nın “Bız kısık sesleriz. Minareleri sen ezansız bırakma Allah’ım” mısrasıyla başlayan “Dua” şiiriyle konuşmasını bitirmesi de dikkat çekiciydi.
Külliye balkonundan, seçim ittifakı kurduğu liderlerle el ele verdiği fotoğraf da Türkiye’nin girdiği yeni bir dönemi anlatıyordu. Verilen poz aynı zamanda Cumhuriyet tarihinin belki de en milliyetçi-muhafazakâr iktidar bloğunun TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde mutlak bir zafer elde ettiğini gösteriyordu."