Karar gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Kiras, AK Parti'nin tüm olumsuzluklara rağmen anketlerde birinci parti çıkmasını sorguladı.
"Erdoğan’ın oyları niye Ecevit’in oyları gibi erimiyor" başlıklı yazısında AK Parti'nin nasıl gücünü muhafaza edebildiğini değerlendirdi.
Yüzde 30'lar seviyesinin altına düşmemiş görünüyor
Bülent Ecevit'in 17 Ağustos depremi ve 2001 krizinin ardından oyunun yüzde 22'lerden yüzde 1'lere düştüğünü belirten yazar, "Bu dönemde çok daha büyük yıkımlar yaşadığımız halde AK Partinin oyları yüzde 30’lar seviyesinin altına düşmemiş görünüyor. Burada bir tuhaflık yok mu?" diye sordu.
"Gidecek başka bir yeri olmadığını düşündüğü için"
"Siyasi tercihler her şeyden önce kişilerin kimlik algıları ve aidiyet duyguları ile birebir ilgilidir." ifadelerini kullanan Kiras, iktidar cephesinin tabanı sıkı sıkıya konsolide olduğuna dikkat çekerek yazısında şu ifadelere yer verdi:
"Mevcut şartlar dolayısıyla geçen yıllara göre bir erime var tabii ama 2002’deki DSP seçmeni gibi toptan evi terk etme eğilimi yok.AK Parti Türkiye’deki muhafazakâr ve milliyetçi hassasiyetlerin temsil misyonunu popülist bir söylem seti yardımıyla üstlenmeyi başararak geniş sağ seçmen kitlesinin ana partisi olabildi. Bu tabanı konsolide edebilmek için gerekli alet çantasını da hiçbir durumda yanından eksik etmedi.
Dolayısıyla iktidar partisinin taraftarı, belli konularda rahatsızlık duysa bile, gidecek başka bir yeri olmadığını düşündüğü için veya -çok yoğun ve sistemli bir propaganda yağmuru altında- başka bir yere gitmenin kendisini var eden değerlerden soyunmak anlamına geleceğine inandırıldığı için partisini terk etmeyi seçenek olarak göremiyor.
Şu da var ki iktidar partisinin seçmeni 20 yıldan daha uzun bir zamandır orada. Kemikleşme için ihtiyaç duyulan süre bugüne kadar gayet verimli şekilde kullanıldı. Anne babadan çocuklarına geçen bir kimlik artık AK Parti taraftarlığı. DSP taraftarlığından bir farkı da bu.İbrahim Kiras'ın yazısının tamamı için tıklayın