Konuya “hak temelli” ve “basiretli, danışman ve sorumlu bankacılık” anlayışıyla yaklaştıklarını vurgulayan Gür, “Sunduğumuz tüm hizmetlerin herkes tarafından kolaylıkla ulaşılabilmesini temel hedefimiz kabul ediyoruz. Toplum için değer yarattıkça kendimizi başarılı göreceğiz” dedi.
Bankada fiziksel ve dijital olarak önemli altyapı düzenlemeleri yaptıklarını, zorunlu eğitimler düzenlediklerini anlatan ve sürekli geliştirdikleri “Bankacılık Terimleri Sözlüğü”nü hizmete sunduklarını vurgulayan Gür, ayrıca konuyu Türkiye Bankalar Birliği’ne taşıyarak bu yıl önemli bir çalıştay gerçekleştirdiklerini söyledi.
Sorular üzerine mevzuat ve uygulamadaki sorunlara ilişkin görüş belirten isimlerden Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği’nden, araştırmacı Hakan Özgül, “Örneğin kredi için başvuran engelliye ‘kredi mi, siz mi’ şeklinde bakıldığını görebiliyoruz. Bu tür yaklaşımları ‘sağlamcılık ideolojisi’ olarak tanımlıyoruz. Çok yaygın bu” derken, Parıltı Derneği Başkanı Yardımcısı, Microsoft Erişilebilirlik Ekibi Proje Yöneticisi Duygu Kayaman şunu anlattı: “Görme engelli biri olarak bir sözleşmeye adımı yazmam istendi. Oysa buna gerek yok.”
www.idrak34.com