Pandemi ve başta Rusya-Ukrayna olmak üzere bölgesel ölçekli savaşlar, enerjinin önemini artırırken yaşanan iklim krizi de çözümün çevreci olmasını zorunlu kılıyor. Enerjinin tasarrufu kapsamında önemli bir yeri olan cephe yalıtımını Prof. Dr. Mete Tapan ile konuştuk.
Yalıtımın enerji tasarrufu konusundaki etkisinin araştırma ve uygulamalarla kanıtlandığını belirten Tapan, cephelerde tasarruf konusunda pasif ve aktif olmak üzere iki yaklaşımın olduğunu belirtti. Pasif yaklaşımın özel yalıtım malzemesi ile değil, yapı cephelerindeki doluluk-boşluk oranının doğru saptanması ve yapının arsa üzerinde uygun ve doğru yönlendirilmesine bağlı olduğunu söyleyen Tapan, aktif yalıtımın ise taşıyıcı veya taşıtıcı olmayan cephe konstrüksiyonlarına özel yalıtım malzemelerinin kombine edilmesi ile yapıldığını söyledi.
(Mete Tapan)‘DOĞRU YÖN SAPTANMALI’
“Cephelerin oluşumuna doğru yön saptanmasıyla ve yörenin iklim koşullarına uygun yapı malzemesi seçimiyle yalnız ısınmada değil, aynı zamanda serinlemede de enerji tasarrufu sağlanabilir” diyen Tapan, “Dolayısıyla önce pasif yalıtım için çaba gösterilmeli sonra aktif yalıtımlara başvurulmalıdır” ifadelerini kullandı.
Tapan, mantolama modelinin de genelde olumlu sonuç verdiğine dikkat çekti.
SARAY ALÜMİNYUM'A SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÖDÜLÜ
Üretim gücü, kaliteli üretimi ve inovatif ürünleri bakımından alüminyum sektörünün güçlü markası Saray Alüminyum, “Yeşil Binalar ve Şehirler Zirvesi’22”de sürdürülebilirlik ödülü aldı.
Sürdürülebilir kentsel dönüşüm, enerji verimliliği ve yeşil bina konularında bilincin artırılması ve fırsatların değerlendirilmesi amacı ile Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) ev sahipliğinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı desteğiyle düzenlenen zirvede sürdürülebilirlik çalışmaları ile öne çıkan firmalar ödüllendirildi. Üretimde karbon ayak izinin azaltılmasına yönelik yatırımların yanı sıra üretimsel birikimi, güçlü Ar-Ge yapısı ile yeşil binaların inşasına yönelik ürünler geliştiren Saray bu çalışmaları ile ödüle layık görüldü.
(Ödülü marka adına Aret Marancıoğlu aldı.)“Sürdürülebilirlik yaklaşımlarında bizim için süreç, üretimden başlayarak ürün ve uygulamalara kadar planlanan, inovatif ürün yaklaşımı ile enerji maliyetlerini minimize eden, uzun ömürlü kullanım ile çevresel atık etkilerini azaltan bir vizyon çerçevesinde ele alınıyor” diyen Saray Alüminyum Yönetim Kurulu Üyesi Talin Saraylı Dikici, “Türkiye’de sektörün ilk EN 15804 - Sürdürülebilir Yapı Malzemeleri normu uyumlu EPD (Çevresel Ürün Beyanı) belgesine sahip bir şirket olarak tüm dünyada yeşil binaların inşasına katkıda bulunuyor, geliştirdiğimiz yüksek performans kriterlerine sahip kapı, pencere sistemleri ile daha sağlıklı, çevreci ve ekonomik olarak tasarruflu binaların yapımında etkili rol oynuyoruz. Uluslararası standartlarda üretim yapıyoruz ve iklim krizinin etkilerini en aza indirmeyi amaçlayan Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı dikkate alarak öncelikle üretimde sürdürülebilir enerji kaynaklarını kullanıyoruz ve ürünlerimizde yüksek ısı yalıtım performansına sahip, uzun ömürlü, kaliteli, kullanım alanı ve amacına uygun ürünler geliştiriyoruz” ifadelerini kullandı.
TEMİZ ENERJİ POLİTİKASI
Yenilikçi cephe çözümleriyle yaşam kalitesinin iyileştirilmesine önemli katkıda bulunan Saray Alüminyum, Çerkezköy fabrikalarında yaklaşık 6.6 milyon Avro yatırımla hayata geçirdiği üç rüzgâr enerji santralı ile yılda yaklaşık 6 MW elektrik enerjisi elde eden şirket, üretimde kullanılan temiz enerji sayesinde kurumsal karbon ayak izini 1 milyon 325 bin CO2 seviyesine düşürürken yılda 7 bin 900 ton karbon salınımının önüne geçti ve üretim kaynaklı sera gazında yüzde 30 oranında iyileşme kaydetti. Yeni fabrikanın çatısına kurulan güneş panelleriyle yılda 5 MW elektrik enerjisi üretmeyi hedefleyen Saray, ayrıca yeni dökümhane yatırımıyla alüminyum hurdasını geri kazanarak karbon ayak izini minimize etmeyi hedefliyor.
İZOCAM’DAN TASARRUF ÇAĞRISI
Türkiye’nin dünyaca ünlü yalıtım markası İzocam, enerji tasarrufu çağrısı yaparak şehirlerde artan enerji maliyetlerini düşürmek için yalıtımın önemine dikkat çekti.
Yalıtımsız binalarda ısınmanın artık bir lüks haline geldiğini vurgulayan İzocam, bu kıştan kârlı çıkmak isteyenlere, devlet destekli yalıtım kredisini hatırlatarak yalıtıma yatırım yapma çağrısında bulundu. Yalıtım için harcanan maliyetin lüks bir harcama değil, aksine tasarruf ve konforun yakalanması için yapılması gereken ciddi bir yatırım olduğunu da vurgulayan İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, doğru yalıtım malzemesi, doğru kalınlık ve doğru uygulama ile yalıtım yapmanın bina ömrü boyunca en iyi getiriyi ve en yüksek konforu sağlayacağını belirtti. Sadece yönetmeliklere uygun yapılan yalıtım ile bir binanın, yalıtımsız bir binaya göre yüzde 60’ın üzerinde enerji tasarrufu sağladığını kaydeden Savcı, şu açıklamalarda bulundu:
YÜZDE 80 ISITMA
“Binalarda tüketilen enerjinin yüzde 80’i ısıtma ve soğutma amaçlı tüketilmektedir. Konutlarda en sık karşılaşılan problem ise ‘yalıtım eksikliğinden dolayı ısınamama’ sorundur. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Gelir ve Yaşam Koşulları araştırmasına göre nüfusun yüzde 39.3’ü konutunda yalıtım eksikliğinden dolayı ısınma sorunu yaşamaktadır. Nüfusun yüzde 36.9’unun ise sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri vb. problemlerle karşılaşmaktadır. Oysa ısı yalıtımı, kendini kısa zaman içerisinde amorti ederek hem daha iyi ısınmanızı hem de enerji faturalarınızda tasarruf etmenizi sağlar.
Aynı zamanda Türkiye’nin cari açığının en önemli nedeni de tüm ithalat içindeki yüzde 20-25 gibi ciddi bir paya sahip olan enerji ithalatıdır. Türkiye olarak milyarlarca dolar ödeyerek kullandığımız enerjiyi yurtdışından satın almaktayız. Tükettiğimiz enerjinin yüzde 40’ı binalarda, yaklaşık yüzde 30’u sanayide, geri kalanı da ulaşım ve tarım gibi alanlarda kullanılmaktadır. Bu denli dışa bağımlı olduğumuz enerji tüketiminde tasarruf konusunda almamız gereken çok önemli bir yol bulunmaktadır.
BİNA STOKU
Tüm bu verilere rağmen Türkiye’deki bina stokunun iyimser bir tahminle sadece yüzde yüzde 20’sinin TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları’na uygun yalıtılmış durumda olduğunu biliyoruz. Unutmamak gerekir ki yalıtım kendini geri ödeyen bir sistemdir. Ülke ve hane ekonomisine katkı sağlamasının yanı sıra zararlı gaz salınımlarının azaltılması ve çevreye katkısı da göz ardı edilemez boyuttadır. Bu nedenle her zaman bir ihtiyaç olduğu unutulmamalıdır.”