Çetin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sektörün geçen yıl maliyet artışları dolayısıyla sıkıntı yaşadığını söyledi.
Elektrik, su, doğal gaz, akaryakıt ve işçilik gibi üretim maliyetini etkileyen zamların ekmek fiyatına yansımadığını dile getiren Çetin, İstanbul'da 200 gram ekmeğin 5 liradan satıldığını, söz konusu ağırlıktaki ekmeğin maliyetinin tüm giderler dahil 4,5 ile 4,80 lira arasında olduğunu kaydetti.
Erdoğan Çetin, kentte günde yaklaşık 20 milyon ekmek üretildiğine dikkati çekerek, esnafın yarısının maliyetleri karşılayamadığını, birçok fırında ayakta kalabilmek için alternatif ürünler satıldığını ifade etti.
Esnafın zam talebinin bulunduğunu dile getiren Çetin, "Üyelerimizin, şu anda ekmek fiyatlarının maliyetleri karşılamadığı yönünde talebi var ama henüz fiyat talebi yapmadık." diye konuştu.
Çetin, şu anda gözlem yaptıklarını, bununla alakalı ilerleyen günlerde bir çalışmada bulunacaklarını anlattı.
Bugün itibarıyla bir fiyat artışının söz konusu olmadığının altını çizen Çetin, "Net bir tarih vermem çok doğru olmaz. Çünkü bu ayın resmi tarifesi çıktı. Onun için 'şu gün, şu zaman' desem çok doğru olmaz. Fiyat artışının ocak içerisinde olmayacağı kesin. Şubat ayı içerisinde oturacağız, bakacağız. Bizim de tabii ki giderlerimiz var. İnşallah ortak bir noktada buluşacağız. Hem esnafımızı hem vatandaşımızı mutlu eden bir kararı ortaya çıkartırız." ifadesini kullandı.
Çetin, maliyet çalışması sonrasında yeni ekmek fiyatının belirleneceğini belirterek, "Esnaf, fırıncı zor durumda kalmasa hiçbir şekilde fiyat yükseltmez, hiçbir şekilde zam talep etmez. Zorda kaldığı ve zorlandığı için sürekli fiyat artışı talep ediyor. Bunun sebebi de artan enerji maliyetleri, ham madde maliyetleri. Burada fırıncının günah keçisi olması çok doğru değil." değerlendirmesinde bulundu.
Ülkenin içinden geçtiği sıkıntılı sürecin farkında olduklarına değinen Çetin, ellerinden geldiği kadar idare etmeye çalıştıklarını aktardı.
İdare edemeyecek durumda olan esnafın olduğunu savunan Çetin, "Bunların sıkıntılarını, sorunlarını dile getirmekle de mükellefiz. 2023'te iyi şeyler bekliyoruz. Seçimlerden sonra piyasanın daha da iyi olacağını düşünüyoruz. İnşallah zamsız bir yıl diliyoruz. Zamların gelmesi bizim işimize çok fazla yaramıyor. Müşterilerimizle sürekli karşı karşıya kalıyoruz. Beklentilerimiz bu yönde. Dünyadaki kriz, enerji sıkıntısı tabii ki ülkemizi ve bizi had safhada etkiliyor." dedi.
"HALK EKMEK İLE MUKAYESE EDİLMEMİZ DOĞRU DEĞİL"
Çetin, İstanbul Halk Ekmek ile mahalle esnafının kıyaslanmasını çok doğru bulmadığını ifade ederek, kamunun kar amacı gütmediğini, olası zararını ise alternatif kaynaklardan telafi edebildiğini dile getirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) birçok iştirakten gelir sağladığını aktaran Çetin, belediyenin gerektiğinde İstanbul Halk Ekmek'ten de zarar edebildiğini söyledi.
Çetin, İBB'nin İSPARK, İSKİ ve İETT başta olmak üzere farklı kalemlerde gelirlerinin olduğunu anlatarak, "Bunlardan sağlanan geliri Halk Ekmek'e aktarabiliyor ama bizim böyle bir şansımız yok. Dolayısıyla Halk Ekmek ile bizim karşılaştırılmamız çok doğru değil." sözlerini sarf etti.
Fırıncılar olarak butik hizmet verdiklerine, 24 saat üretim ve satış yaptıklarına dikkati çeken Çetin, şu görüşleri paylaştı:
"Halk Ekmek'te böyle bir sistem yok. Biz neredeyse vatandaşa soğuk ekmek satmıyoruz. Sürekli kalite, sürekli sıcak, sürekli özel ekmek satıyoruz. Biz tam tabirle 'terzi' gibi çalışıyoruz. Halk Ekmek'in standart bir ürünü var, standart saatlerde ve adetlerde üretiyor, konuyu kapatıyor. Örnek vermek gerekirse biz 7/24 çalışıyoruz, Halk Ekmek, haftanın 6 günü belirli saatlerde çalışıyor. Dolayısıyla bu da bizim maliyetlerimizi artırıyor. Pazar günü kapatabilsek belki bizim de maliyetlerimiz düşer ama pazar günü vatandaş sıcak ekmek istiyor, biz de sıcak ekmek satmak istiyoruz ve mesai de verildiği için bu maliyeti arttıran bir durum. Dolayısıyla Halk Ekmek ile bizim mukayese edilmemiz doğru değil."