Dünya, ekvator çevresinde şu anda saatte yaklaşık 1670 km/h hızla dönüyor. Bu dönüş hareketi de gezegenimizde gün ve gece döngüsünü, atmosferik hareketleri ve okyanus akıntılarını belirleyen kritik bir faktör. Aynı zamanda yer çekimi ile merkezkaç kuvveti arasındaki dengeyi de sağlıyor.
Dünya aniden iki kat hızlı dönmeye başlarsa yani saatte yaklaşık 2240 km/h hızına ulaşırsa nasıl bir senaryo ile karşılaşırız?
Yer çekimi nasıl değişirdi?
Dünya’nın dönüşü sırasında oluşan merkezkaç kuvveti, gezegenin yüzeyinde bizleri hafifçe dışa doğru itiyor. Şu an bu etki çok zayıf olduğu için hissedemiyoruz çünkü yer çekimi bu kuvvetten çok daha baskın.
Bahsettiğimiz bir senaryoda merkezkaç kuvveti artar ve Ekvator bölgesindeki insanların ağırlığında belirgin bir düşüş yaşanırdı. Bölgede yaklaşık %17 daha hafif hissederdik. Ancak kutuplara yaklaştığımızda bu fark azalırdı çünkü kutuplarda merkezkaç kuvveti çok daha düşük kalırdı.
Daha da ilginci, eğer Dünya’nın dönüş hızı yeterince artarsa Ekvator’da yaşayan insanlar yer çekiminin etkisini tamamen kaybedebilir ve kelimenin tam anlamıyla havada süzülebilirdi! Ancak bu noktaya ulaşmak için Dünya’nın yaklaşık 24 kat daha hızlı dönmesi gerekirdi.
Deniz seviyesi yükselir, kıyılar sular altında kalırdı.
Konumuz gene Ekvator’a gelecek. Dönüş hızının artması sebebiyle okyanuslar burada birikirdi çünkü merkezkaç kuvveti, su kütlelerini Ekvator’a doğru iter ve yer çekimiyle denge kurmaya çalışırdı.
Bu bağlamda Ekvator bölgesinde deniz seviyesi yaklaşık 100 metre yükselebilir, kıyı bölgelerinin tamamı sular altında kalırdı. Yani Ekvador, Kolombiya, Brezilya, Singapur ve Avustralya gibi bazı ülkeler kısmen, hatta tamamen su altında kalırdı.
Ancak kutuplarda tam tersi olur ve su seviyeleri azalırdı. Grönland ve Antarktika gibi bölgelerde suyun çekildiği görürdük.
Kasırgalar ve fırtınalar kontrol edilemez hâle gelirdi.
Dünya’nın dönmesi doğrudan atmosferin hareketlerini de etkiliyor. Bu durumda rüzgârlar ve hava akımları Coriolis kuvvetine bağlı olarak şekillenirdi.
Dönüş hızının iki katına çıkması durumunda rüzgâr hızları ortalama 400-500 km/h seviyelerine ulaşabilirdi ki şu an en güçlü kasırgalar 300 km/h civarında.
Kasırgalar daha sık ve daha yıkıcı hâle gelerek sürekli hareket eden büyük fırtınalar oluşturabilirdi. Çölleşme ve aşırı yağışlarla belirli bölgeler de düzensizleşirdi.
Rüzgârların hızlanması, atmosferik karışımları arttırarak atmosferin üst katmanlarında istenmeyen değişikliklere yol açacağından ozon tabakası da zarar görebilirdi.
Depremler ve volkanik aktivite artardı.
Dünya’nın kabuğu büyük tektonik plakalar hâlinde hareket ediyor ve dönüş hızındaki ani bir artış, bu plakaların hareketini de engelleyeceğinden fay hatlarında daha fazla stres birikebilir, depremler daha sık ve şiddetli olabilirdi.
Bunun yanı sıra yer kabuğu üzerindeki basınç değişeceğinden bazı volkanlar da aktif hâle gelirdi. Özellikle büyük depremlerin meydana geldiği Japonya, Endonezya ve California gibi bölgelerde sismik aktivitelerde patlama yaşanabilirdi.
Günler kısalır, zaman algısı değişirdi.
Bir günün 24 saat sürmesini de bir kenara bırakırdık ve bu süre 12 saate düşerdi. Bunun anlamı da bir yıl artık 365 gün değil, yaklaşık 730 gün demek çünkü Dünya aynı sürede daha fazla tur atardı.
Bu kadar radikal bir değişim tabii ki insan biyolojisi ve ekosistemler üzerinde de ciddi etkiler yaratırdı. Vücudumuz 24 saatlik sirkadiyen ritmine göre düzenlendiğinden 12 saatlik günler, hormon salınımından uyku düzenine kadar her şeyi altüst ederdi.
Bitkiler ışık periyotlarına uyum sağlayamaz ve mahsul verimi düşer, kuşlar ve balinalar gibi göçmen türlerin biyolojik saati de bozulurdu.
İletişim ağlarımız da etkilenirdi.
Uydular şu anda doğru konumda olduğu için iletişimimizi sağlıyoruz ancak gezegenin hızı saatte 1.600 km artsa bile uydular artık doğru konumda olmazdı ve bu da televizyon yayınlarından askerî ve istihbarat operasyonlarını geçici de olsa kesintiye uğratırdı.
Tabii ki uydular taşıdıkları yakıtlarla konumlarını ve hızlarını buna göre ayarlayabilir ancak bu da epey maliyet demek.
Eğer bir gün böyle bir senaryo gerçekleşirse, insanoğlunun buna nasıl uyum sağlayacağını görmek gerçekten ilginç olurdu.
Kaynaklar: Science ABC, Popular Mechanics, Popular Science, What IfYa başka türlü olsaydı?