Bu akşam oynanacak Katar-Ekvator maçı ile 2022 FIFA Dünya Kupası başlayacak. Katılımcı 32 takım tüm yönleriyle değerlendirildi ve tartışıldı. Ancak bunun ötesinde ev sahibi Katar’ın turnuvayı alma sürecindeki usulsüzlük iddiaları ve ülkedeki göçmen işçilere yönelik insan hakları ihlali tartışmaları futbolu biraz gölgede bıraktı. Tabii ki artık spordan öte endüstri halini alan bu oyunda politika yanında bilim ve istatistikler de bize bazı olaylara başka bir gözle bakmamız gerektiğini gösteriyor.
Günümüzde futbol, ?son on yılda olduğundan daha yoğun bir takvime sahip. Yapılan bilimsel bir çalışmada 1966 yılından sonraki Dünya Kupası finallerinde oynama ve durma periyotları, oyun durmalarının türü ve süresi, top hızı, oyuncu hareketleri ve pas oranları değerlendirildi. Sonuçta oyun hızının 44 yılda yüzde 15 arttığı gözlendi. Pas oranındaki yüzde 35 artış ise daha fazla oyuncunun top kullanımına dahil olduğunu gösteriyor. Bu oranlar artarken iklim durumundan etkilenmemek imkânsız. Bugüne dek yapılan Dünya Kupası finallerinin çoğu alışılmadık iklim şartlarındaki coğrafyalarda oynanmamıştı. Ancak turnuva yaz aylarından bugüne kaydırılsa bile sıcaklığıyla ünlü Arap Yarımadası’nda neler olabileceği konusunda kafalarda kuşkular olduğu da gerçek.
SICAK, NEM VE SES
Brezilya'daki 2014 Dünya Kupası sırasında, oyuncular tarafından fiziksel aktivite için en elverişsiz koşulların 28 °C'nin üzerindeki sıcaklıklarda ve yüzde 60'ın üzerindeki nemde oluştuğu ortaya çıktı. Katar’da bunun üzerinde bir sıcaklık olacağı öngörülmekte. Ancak onları ve bazen seyirciyi de bekleyen tek sorun sıcak ve nem değil. Ateşli ve yoğun taraftarın yaptığı tezahürat çoğunlukla şaşkınlık ve gıpta ile izlenir. Oyuncuyu motive etme yapısına sahip olsa da kulaklarımız için tehlike oluşturduğu da muhakkak. Önceki turnuva sürecinde gerçekleştirilen bir çalışmada stadyumda çıkan tezahürat sesi ölçüldü. Sese maruz kalma seviyeleri, izin verilen ortalama ve tepe ses seviyelerinin sınırlarını aşıyordu. Maç sonrası işitme eşiklerinde ve iç kulağın sesi taşımada önemli bir organı olan kohlear yanıtta önemli değişiklikler gösterilmiş ve gürültüye bağlı işitme kaybı için olası risk vurgulanmıştır. Çalışmayı yapanlar önleyici tedbirler olarak kamu bilincini artırmayı ve kişisel işitme korumasına öncelik verilmesini önerse de ne maçlara koruyucu kulaklıkla gitmek mümkündür ne de tezahürat yapanlara “Ses çıkarmadan uslu uslu izleyin” demek.
Futbolda yoğun bir sağlık kontrolü ve tedavi de artık işin bir gerekliliği. Eskiden maçlara giderken hastaneden ödünç alınan sağlık memuru ya da doktorların yerini artık profesyonel ekipler aldı. Aldığı darbe ile yerlerde iki büklüm kıvranırken sağlık ekibinin sıktığı bir spreyle anında ayağa kalkan ve hiçbir şey olmamış gibi koşturmaya başlayan futbolcuya hangimiz gıpta ile bakmadık. Lakin bazı sakatlıkların futbolu bırakmaya dek götürebildiği de bir gerçek. Futbolda en çok yaralanan yerlerden biri de aşil tendonudur. Vücuttaki en büyük tendon olarak topuk kemiklerini baldır kaslarına bağlar ve ayağın dikey yönde hareketine izin verir. Polonyalı Marek Citko ve Amerikalı Miles Robinson bu yaralanmayla futbol yaşamları değişen iki örnek.
AŞİL’İN TOPUĞU
Aşil tendonu ismine İlyada efsanesinde rastlarız. Truva Savaşı'nda yer alan Aşil (Achilles), yenilmez kabul edilen bir savaşçıydı. Çünkü annesi onu ölümsüz kılmak için Styx Nehri'ne batırmıştı. Ne yazık ki suya daldırırken topuklarından tuttu. Ellerinin değdiği yerlere nehrin suları temas etmediği için o kısımlar güçsüz kaldı. Düşmanı Paris onu bir okla topuğundan vurduğunda zayıf yerini ortaya çıkıp işini bitirdi. Güçlü insanın güçsüz noktası olan bölge, futbolcuların da en zayıf noktasına adını vermiştir.
KALP KRİZİ RİSKİ
Diğer spor dallarından istatistiksel olarak daha fazla travma oranına sahip olan futbol, aynı zamanda seyircisinde de daha fazla hasar yaratabilir. Tabii ki bu daha çok yaratılan heyecan ve sonuçta adrenaline bağlıdır. 2014 Dünya Kupası sonrasında Almanya'da kalp krizi açısından istatistik analizler yapıldı. Brezilya’da gerçekleşen ve Almanya’nın final oynadığı maçta kupayı da Almanlar müzesine götürmüştü. Hastane kayıtları ele alındığında kalp krizi nedeniyle hastaneye yatışlar bir önceki ve bir sonraki yıla göre artış göstermekteydi. Bunun yanında hastanede gerçekleşen ölümlerde de yarı finallerde yüzde 7.9'dan yüzde 9.3'e, final maçı gününde ise yüzde 12’ye çıkan bir artış gözlemlenmişti. Takımın uğruna ölmek kavramının hayat bulduğu istatistikler değil mi?
ÇİRKİNLER KAZANIYOR MU?
Son olarak artık sadece sporcu olmayan, sosyal medyadan podyumlara dek her alanda simge durumuna gelen futbolcuların çekici görüntülerinin oyunlarını ne derecede etkilediğini inceleyen bir araştırmanın sonucunu verelim. Alman ligi Bundesliga ele alınarak yapılan bir araştırma, futbolcu ne kadar çekici olursa performansının o kadar kötü olduğunu gösterdi. Ancak bir takımdaki futbolcuların çoğu çekiciyse bunun bir artı olduğu da çalışmanın diğer bir sonucuydu. Çalışma güzel görünüşün kolektif bir şekilde olursa olumlu olacağını göstermesi açısından ilginç ancak çekicilik ve güzellik kavramının izafi olduğunu da unutmamak gerek. Tabii ki bu konuda artık kendi değerlendirmemizi yapabiliriz. Çünkü takımın oyunu yanında futbolcuların çekici olup olmadığının tartışılacağı bir turnuva başlıyor.
Kaynakça;
Chodor W. PeerJ .2021 22 Aralık;9:e12658
Keller K. Sci Rep. 2021 Jun 17;11(1):11330
Wallace JL. J Sci Med Sport.2014 Mart;17(2):223-8
Rosar, U., J. Hagenah. Soziale Welt-Zeitschrift Fur Sozialwissenschaftliche Forschung Und Praxis, 2010. 61(1): p. 51
Attrill, M.J. Journal of Sports Sciences, 2008. 26(6): p. 577-582.