30 dakikada size ulaşmazsa pizzanızın bedava olduğunu söyleyen kampanya, Dominos’un başarısında rol oynayan temel kampanya olabilir.
Peki Domino’s’u pizza sektörünün zirvesine taşıyan bu efsanevi kampanya nasıl oldu da Dominos’un başına büyük bir iş açtı?
1960’larda başlayan bu kampanya, Domino’s’u önce Amerika’nın sonra da dünyanın lider pizza zincirlerinden biri yapmayı başarmıştı.
O dönem insanlar pizzaların uzun teslimat sürelerinden şikayetçiydi ve Dominos bu sorunu çözerek fark yaratmak için kolları sıvayarak o efsane kampanyayı hayata geçirmişti.
Bunu gerçekleştirmek için hızlı teslimat için süreçleri optimize edilmiş, minimalist bir menü, pratik pizza kutuları ve verimli mutfak düzenleri üzerine çalışılarak bir pizzanın ortalama 28 dakikada adrese teslim edilmesi mümkün kılınmıştı.
Bu stratejinin temel odağı müşteri memnuniyetiydi ve 30 dakika kampanyası hızın Dominos’un marka kimliği hâline gelmesini sağladı.
Büyük bir başarıya ulaşan bu kampanya Domino’s’un pazar payını %15’e kadar çıkarmıştı.
Ancak her başarının da bir bedeli vardı ve bu bedel oldukça acı bir sonuç doğurmuştu.
Kampanya hıza odaklanıyordu ve siparişleri kısa bir sürede yetiştirmek zorunda kalan kuryeler üzerinde büyük bir baskı yaratmıştı.
Siparişi yetiştirme baskısı altında olan kuryeler 1980’lerde, hız uğruna trafik kurallarını ihlal etmiş ve trafik kazaları giderek artmaya başlamıştı.
Ölümler ve ciddi yaralanmalarla sonuçlanan trafik kazaları hem şirket hem de mağdurlar için büyük trajediler yaratarak büyük bir krize dönüşmüştü.
Şirketin 1988’deki raporlarına göre, teslimat kazalarında tam 20 kişi hayatını kaybetmişti…
Söz konusu kazaların ardından açılan yüzlerce dava, kampanyanın sürdürülemez hâle gelmesine neden oldu ve mahkemelerde, kampanyanın kuryeleri ve genel olarak trafiği tehlikeye attığı dolayısıyla kazalardan dolaylı olarak sorumlu olduğu iddiası yer edindi.
1993’te açılan büyük bir dava sonrasıysa Domino’s milyonlarca dolarlık tazminat ödemeye mahkûm edildi.
Kaynak: The Hustleİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: