Olağanüstü bir rüzgar, oldukça şiddetli bir gürültü, farklı yönlere kaçışarak ne yapacağını bilmeyen insanlar ve panik dalgası… Epey korkunç değil mi?
Gözlerimizi kapatalım ve tam da o ortamda olduğumuzu varsayalım. Acaba başımıza neler gelecek?
ABD’de her yıl ortalama 1300 kere ortaya çıkan bu yıkıcı rüzgarlar, nemli ve sıcak hava ile kuru ve soğuk havanın, zıt biçimde temas etmesiyle oluşur.
Aslında sıcak hava, soğuk hava kadar yoğun değildir ve bu sebeple sıcak hava, soğuk havanın üzerine itilir ve yer değiştirir.
Bu sıcak hava akımı yükseldikçe, rüzgarın hızındaki veya yönündeki beklenmedik değişiklikler, sonrasında havanın dönmeye başlamasına ve huni biçimini almasına neden olur. Bu da hortumları oluşturan bir yukarı çekiş akımını meydana getirir.
Olağanüstü bir hava kuvvetine sahip olan hortumlar, saatte 480 kilometre hızın üzerinde esen rüzgarlar bütünüdür.
Aslında bu rüzgarlar bütününe güç kazandıran hızlarıdır ve sahip olduğu hızlar, onları çok daha kuvvetli hale getirir. Aynı zamanda hortumların dibindeki hava yoğunluğu, yüksek rakımlardaki hava basıncından daha azdır.
Bu durumda eğer bir hortuma kapılırsak, nefes almamızın oldukça zorlaşacağı anlamına gelir. Çünkü akciğerlerin nefes alışverişini kolaylaştıran hava moleküllerinin sayısı azalır.
Bir hortumun içine çekildiğimiz takdirde, rüzgarın hızıyla savrulur ve kendi etrafımızda dönmeye başlarız.
Ancak hortumun içinde yalnızca kendimiz olmayız. Bu dönen rüzgar sütunlarının yoğunluğuna ve şiddetine göre tuğla, cam, tahta ve hatta ev ve araba parçalarıyla karşılaşmamız muhtemeldir. Yine bu akımın içindeyken sağır olduğumuzu hissettirecek derecede uğultular ve parçalanmış eşyaların farklı sesleri kulaklarımızı tırmalar.
Ayrıca oksijen eksikliği ve donma noktasına ulaşan sıcaklıklar, en büyük endişe kaynağımız haline gelir. Rüzgar sürekli olarak girdabın merkezine doğru estiği için, bir hortumun içindeki sıcaklık dışardakinden ortalama 15-20°C daha soğuk olur.
Peki başka neler olacak?
Bir hortumun içine çekildikten ortalama 3 dakika sonra oksijen eksikliğinden bayılırız. Bu esnada muhtemelen isteyeceğimiz tek şey hortumun bitmesi olacak ancak bu başka bir felaketin habercisi!
Çünkü hortum bittiği an ulaştığımız yükseklikten aniden aşağıya düşeriz ve eğer bir buğday tarlasında değilsek, oldukça şiddetli bir biçimde yaralanmak kaçınılmaz hale gelir. Biz en iyisi hortum sirenini duyar duymaz, kendimizi koruyabileceğimiz güvenli bir alana doğru ilerleyelim.
Evlerin temelleri bir hayli güçlü olduğundan eğer bodrum katında bir sığınağa sahipseniz, gideceğiniz en güvenli yer o bölge olacaktır. Sokaklar bir hayli geniş ve açık alanlar olduğundan en tehlikeli yerler şüphesiz bu alanlardır. Bu esnada yine bulabildiğiniz en yakın binaya sığınmak en akıllıca hareket olacaktır.
Kaynaklar: What If, Monsoon Safety, WX Research