İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin İstanbul 3. Bölge teşkilat mensuplarıyla düzenlenen kahvaltı programında bir araya geldi. Türkiye’nin zor günler geçirdiğini vurgulayan Dervişoğlu, hükümeti sert bir dille eleştirerek, ekonomik ve toplumsal sorunlara dikkat çekti. Dervişoğlu, İYİ Parti’nin Türkiye’nin geleceğini inşa etmek için tarihi bir sorumluluk üstlendiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren Dervişoğlu, şunları söyledi:
“Artık Tayyip Erdoğan’ı izlemekten yoruldum, dinlemekten de sıkıldım. Bugün sabah televizyonu açtım, ‘Zor tarafı geride bıraktık, şimdi kolay tarafa geçtik’ diyor. 22 yıl sonra zoru kolaylaştıracak hale gelmiş! Ama çiftçi toprağa düşürdüğü terin karşılığını alamıyor, emekli tenceresini kaynatamıyor, gençler vize kuyruklarında umut arıyor. Bu karanlıktan kurtulmak gibi bir sorumluluğumuz var.”
Konuşmasında, Suriye’nin Halep kentinde yaşanan çatışmalara ve sosyal medyada yayılan “Halep 82, Lazkiye 83 olacak” söylemlerine değinen Dervişoğlu, bu durumu eleştirdi:
“Selefi cihatçı örgütlerin Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden hamleleri var. Türkiye’nin bu gruplarla anılmasına neden olacak her türlü girişimden uzak durmalıyız. Heyet Tahrir Şam (HTŞ), Türkiye tarafından terör örgütü ilan edilmiş bir yapıdır. Güney sınırımızda bu örgütle sınırdaş olan hükümet, övünmek yerine utanmalıdır.”Dervişoğlu, Türkiye’nin yanlış dış politikalarla büyük bir tehlike altında olduğunu belirterek, bu durumun batı emperyalizminin projelerine hizmet ettiğini ifade etti.
Öcalan'ı istediğin zaman affedebilirsin ama...
Dervişoğlu, Abdullah Öcalan’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) taşınması iddialarına da sert tepki gösterdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin geçmişteki açıklamalarına atıfta bulunarak, şu ifadeleri kullandı:
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yönetenler ve onlarla birlikte hareket edenler Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasından özel bir muratları var ise ve terörün sonlandırılması için Abdullah Öcalan’ın serbest kalmasının gerekliliğine vurgu yapıyorlarsa o zaman buradan sesleniyorum. Gücün yetiyorsa Recep Tayyip Erdoğan senin yetkin var Abdullah Öcalan'ı istediğin zaman affedebilirsin ama Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir genel affa geçit vermeyeceğiz. Çünkü bu affa geçit vermek demek; Türkiye’nin başına büyük belalar ölen Fethullah Gülen Terör Örgütü yüzünden ve o terör örgütüne bağlılıkları yüzünden hapishanelerde olan FETÖ’cüleri de dışarıya çıkaracak, Türkiye’nin başına bela olmuş uyuşturucu kaçakçılarını da dışarı çıkaracak. Türkiye'nin ırzına, namusuna göz dikmiş çetelerin yöneticileri ve üyelerini de dışarıya çıkaracak. Eğer bu af planı şayet kuvveden fiile düşünceden eyleme dönüşecek olur ise; Sinan Ateş’in katilleri de, onların ayaktaşları da serbest bırakılacak. Bu tezgâha düşmeyeceğiz. Bu planın yaşama geçirilmesine asla ve kata müsaade etmeyeceğiz.
Konuşmasında Türkiye’nin merkez siyaset anlayışını kaybettiğini söyleyen Dervişoğlu, İYİ Parti’nin bu boşluğu dolduracak tek parti olduğunu ifade etti:
“Merkez siyaset, sadece bir nokta değil, Türkiye’yi kapsayan geniş bir alandır. Biz, milliyetçilerden sosyal demokratlara, muhafazakârlardan merkez sağ düşüncenin sahiplerine kadar herkesin buluşabileceği bu alanı yeniden inşa edeceğiz. Türkiye’nin geleceğini kurtarmak için ayrılıklardan uzak, ortak bir vizyonla hareket etmeliyiz.”
Partisinin kamuoyu araştırmalarında sürekli yükseldiğini belirten Dervişoğlu, bunun yeterli olmadığını söyledi:
“Bugün en art niyetli anketler bile bizi yüzde 7-8 gösteriyor. Bu güzel bir durum, ancak bize yetmiyor. Biz yüzde 50+1’i hedefliyoruz. Bu ülkeyi yönetmeye talibiz. İYİ Parti, Türk siyasetinin altın hissesi gibi büyüyerek büyük hedeflere doğru ilerliyor.”
“Bana Güvenin, Türkiye’yi Hak Ettiği Yere Taşıyacağız”
Dervişoğlu, konuşmasını teşkilat mensuplarına olan güvenini dile getirerek tamamladı:
“Ben size inanıyorum, siz de bana inanın. Türkiye’yi bu karanlıktan çıkaracak güç biziz. Bugüne kadar hiçbir pazarlığa girmeden, yalnızca milletimiz için çalıştım ve çalışmaya devam edeceğim. İYİ Parti olarak Türk milletine layık bir iktidar kuracağız.”