Birçok ilimizde büyük yıkımlara neden olan ve on binlerce insanımızın hayatını kaybettiği Kahramanmaraş merkezli depremlerden geriye çok acı hikayeler kaldı. O hikayelerden birini de iki çocuğuyla ortada kalan genç kadın yaşadı.
İl eşinden şiddet gören, ardından ailesinin zoruyla 70 yaşındaki bir adamla evlendirilen talihsiz kadın, depremden sonra kocasının her şeyi satıp gitmesi sonrası çocuklarıyla ortada kaldı. Yetkililerden yardım isteyen kadın, "İşim yok, mesleğim yok. Çok küçük yaşta evlendim. Çocuklarımı vermek istemiyorum devlete. Bana bir iş imkanı verirlerse, çocuklarım o kadar da kötü değil, ben bakıyorum onlara" ifadelerini kullandı.
Talihsiz kadın yaşadıklarını şöyle anlattı;
"Çok zor süreçler geçirdik. Şöyle benim ailem İstanbul'da, ben Vanlıyım. Bir evliliğim oldu, dayımın oğlu ile evlendim. Uyuşturucu maddeden, sürekli şiddetten hapse girdi. Ondan bir kızım oldu. Kızım 8 aylıkken hapishaneye girdi. Çok şiddet uyguluyordu bana. Vücudumda sürekli sigara söndürüyordu. Alkol alıyordu, dövüyordu. Olanlardan sonra aileme sığındım. Ailem de çocuğumu istemedi. Aşiret ve Vanlı olduğumuz için 'İnsanlara biz ne deriz' diyerek beni ve kızımı istemediler. Bizi istemedikleri için sığınma evine yerleştim. Kızımı orada büyüttüm. Kızım 2 yaşına gelene kadar sığınma evinde kaldım. Akrabalar, büyükler babama 'Kızını al oradan' deyince çıktık sığınma evinden.
"BENİ 65-70 YAŞLARINDA BİRİYLE EVLENDİRDİ"Babam beni eve geldikten 3 ay sonra, 65-70 yaşlarında Elbistanlı birine verdi. Ondan da bir çocuğum oldu. 4 yıl evli kaldık. Ben o adamın 3'üncü eşiyim bu arada. O da beni köye götürüp zor işlerde çalıştırdı. Sürekli o da bana şiddet uyguluyordu. Kızıma 2 aylık hamileydim. Sığınma evine gidecektik yine, gidecek yerimiz yoktu. Babamlar istemediği için sığınma evine girdik. Sığınma evinde çocuğum 2 buçuk yaşına girdi. Şu an 3 buçuk yaşında. Biz daha yeni sığınmadan çıkıp kiraya çıktık. Boşanma davası açmak zorundaydım. Oradaki arkadaşlar personeller yardımcı oldu. Barodan avukat tutup boşanma davası açtım kendisinde. Çocuklarıma bakmıyor, en azından devletten yardım alırım boşanırsam. Ondan boşandım, çocukları istemiyor. Velayetlerini bende. Ne ilk eşim kızımı istedi, ne de 2'inci eşim istedi çocuğunu. İlk kızım şu anda 8 yaşında ve babası arayıp sormadı. Hiçbir zaman, nafaka tazminat hiçbir şey yatırmadı. O da gitti evlilik yaptı, hayatını yaşıyor. Kimse arayıp sormuyor. Ne halde olduğumuzu herkes biliyor."ŞU AN GİDECEK KALACAK YERİM YOK"Şu anki eşim de "Sen ilk kızını büyüttün, bunu da büyütürsün" dedi. O da istemedi bizi, attı sokağa. Şu an gidecek kalacak yerim yok. Ailem istemiyor. 'Çocukları ver babalarına gel' diyor ailem ama ben onlarsız yaşayamam. Çocuklarımı bırakamadığım için gidemiyorum."DEVLET BÜYÜKLERİMDEN YARDIM İSTİYORUM"Şu an bir deprem yaşadık. Malını mülkünü sattı çekti gitti İstanbul'a. Bizi de burada bıraktı. Yapayalnızız kimsemiz yok. Çadırdaydık, konteynere geçtik. Çocuk astım çünkü. Buhar makinesi lazımdı. Elektrik lazımdı. Çadırda yoktu. Burada tedavimizi sürdereceğiz inşallah. Allah devletimizden razı olsun. Devlet büyüklerimden yardım istiyorum. Burası geçici bir barınma yeri. Daha sonra yine kiraya çıkacağım. İşim yok, mesleğim yok. Çok küçük yaşta evlendim. Çocuklarımı vermek istemiyorum devlete. Bana bir iş imkanı verirlerse, çocuklarım o kadar da kötü değil, ben bakıyorum onlara."YALIN AYAK ATTIK KENDİMİZİ DIŞARI"İlk deprem saat 4'te oldu gece. Bayağı bir sallandık. Ondan sonra yatakta sallandık. Depremi hissettiğimde çocuklarıma hissettirmeden onların üstüne çöktüm. 'Yıkılacak' dedim. Durunca da hemen kendimizi dışarı attık. 5-6 saat bekledik dışarda. Bir daha deprem olmaz diye geri içeri girdik ancak bu defa daha şiddetli bir deprem oldu. Ben aldım çocuklarımı kucağıma, içimden 'Bu defa kesin yıkılacak bina' dedim. Deprem çok şiddetliydi ve betonlar yıkılıyordu. Biz 6'ıncı kattaydık. İnerken merdivenler çatlıyordu. Çocuklarımdan biri kucağımda biri kolumda, yalın ayak attık kendimizi dışarı. Biz çıkınca da ev yıkıldı. Ev 2 kat yerin dibine girdi."