Oxford Üniversitesi'nde 1,5 yıldır tarihi yapıların inşasında kullanılan harçlar ve tuğlalar üzerinde deneysel çalışmalarda bulunan Gazi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Anıl Özdemir, Hatay'a giderek depremde hasar gören tarihi yapılar üzerinde araştırmalar yaptı.
Özdemir, projesinin Hatay'ın Armutlu, Kışla Saray ve Çekmece mahallelerindeki binaların göçme nedenleriyle ilgili olduğunu belirterek, incelediği yapılar arasında Habib-i Neccar Camii ve Hatay 2'nci Hudut Alay Komutanlığı gibi önemli tarihi yapıların bulunduğunu söyledi.
'2020'DE RESTORE EDİLEN BİNA ÇÖKMÜŞ'
Bunlar dışında üzerinde çalıştığı başka tarihi yapıların da olduğunu söyleyen Özdemir, "Mesela Kırıkhan İlçe Halk Kütüphanesi var. 2020 yılında restorasyonu bitirilmiş ve kütüphane olarak hizmete alınmış. En son tespitlerimize göre de 2023 yılında İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak hizmet veriyormuş ama 2020 yılında restore edilmesine rağmen bina tamamen göçmüş. Burada muhtemelen restorasyon hatası ya da başka bir hata var. Burada gördüğümüz büyük bir toprak kayması da var; buna engel olunamamış, bunlar düşünülmemiş. Burada restorasyon yapılırken tasarım hataları da var. Yine Kırıkhan ilçesinde Beyazıdı Bistami Türbesi var. 2021 yılında tamamen yeniden inşa edilmesine rağmen toptan göçmüş. Burada da yine restorasyon hataları var" dedi.
'REHABİLİTASYONDA BUNLAR DÜŞÜNÜLMEMİŞ'
Tarihi yapıların restorasyonunda zemin etüdünün de önemine değinen Özdemir, şöyle konuştu:
"Diğer yapılarda da yine göçmeler var. Bazıları restorasyon görmüş ama zeminden dolayı çok büyük kaymalardan dolayı deformasyonlar görülmüş. Rehabilitasyonda bunlar düşünülmemiş. Mesela Habib-i Neccar Camii'nin kubbesi tamamen yıkık durumda. Duvarlarında çok büyük çatlaklar var. Habib-i Neccar Camii Anadolu'daki ilk camilerden ama mesela Mimar Sinan'ın Payas ilçesindeki Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi tamamen ayakta, çizik bile yok. Burada Hatay'daki depremzedeler kalıyor, muazzam bir yapı."
Tarihi yapıların da restorasyonla güçlendirebileceğini vurgulayan Özdemir, şu ifadeleri kullandı:
"Bu çok karmaşık bir mekanizma. Bu yapıları ayağa kaldırırken çok fazla kurum, dernek ve insan bu işin içinde olacak. Şu da var ki vatandaşımız 1 yıl sonra evlerine oturmaya başlayabilir belki ama bu yapılar kesinlikle 1 yıl sonra tekrar ayağa kalkmayacak. Çünkü üzerinde çok çalışılması, düşünülmesi, düşen taşların tekrar teker teker elle yerlerine konması, hangi taşın nereden düştüğünün tespit edilmesi gerekecek.
Bu çalışmalar çok kapsamlı ve ağır olacak. Tarihi yapılar birçok yöntemle güçlendirilebilir tabii ki. Bu güçlendirme çalışmalarıyla alakalı birçok yöntem var. Duvar çatlaklarına 'zımba' denilen bir malzemeyle, çatlağın genişliğine ve büyüklüğüne göre bu uygulama yapılabilir. Harç olarak 'grout' dediğimiz malzeme var, daha güçlü bir malzeme bu. Bu tür uygulamalar yapılırsa tarihi yapılar da tabii ki güçlendirilebilir."