Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremlerin ardından bölgeye giden Jeoloji Mühendisleri Odası heyeti, Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Adıyaman, Malatya ve Elazığ’da ilk incelemesini tamamladı. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan, Milliyet’e yaptığı açıklamada öncelikle fay takibi yaptıklarını ve fay üzerine oturan yerleşim birimlerinde ne tür hasarların meydana geldiğini incelediklerini belirterek, şunları söyledi:
“Sıvılaşma, yanal yayılma, kaya düşmesi, heyelan gibi olguları yerinde gördük. Farklı fay kırıkları üzerinde her bir segmentte farklı farklı hareketler söz konusu. 5 metrenin üzerinde hareket tespit ettiğimiz bazı kırıklar oldu, 3,26 metre hareket ölçtüğümüz alanlar oldu. Bazı bölgelerde, 1 kilometre uzunluğunda karayoluna zarar veren sıvılaşma, yanal yayılma ve heyelanlar, kaya düşmeleri gördük. Enerji tesislerinde, demiryollarında hasarlar var, raylar S şeklinde bükülmüş. Bazı binalarda devrilme, bazılarında 1.5 metre zemine gömülme gibi çok sayıda olguyu tespit ettik.”
Yapıların hasar görmesinin üç ana nedeni olduğunu belirten ve bunları “Zemin, binanın taşıyıcı sistemi, işçilik ve kullanılan malzeme” olarak sıralayan Alan, “Ben diğer depremlerden sonraki çalışmalara da katıldım, yani Van, Elazığ, Düzce, Marmara depremlerini de görme şansım oldu. Bu depremlerden farklı olarak, ilk kez bu kadar zeminden kaynaklı sorunla karşılaştığımı görüyorum. Bunun temel nedeni de fay üzerine oturan çok sayıda yerleşim birimi var. Hatay kenti fayın üzerinde, Kahramanmaraş, Pazarcık benzer şekilde. Hem zeminden hem taşıyıcı sistemin geometrisinden hem malzemeden kaynaklı epey hasar var” dedi. Özellikle Gaziantep’in Nurdağı ve Adıyaman’ın Gölbaşı ilçelerinin hem fay zonu üzerinde yer aldığını hem de zeminin kötü olduğunu ifade eden Alan, yeni yapılacak binalar için yer seçiminin önemine dikkat çekti.
Deprem felaketine ilişkin İstanbul Teknik Üniversitesi’nden( İTÜ) bilim insanlarının hazırladığı 2023 Deprem Raporu yayınlandı.
Üniversitenin inşaat mühendisliği, jeoloji, jeofizik bölümlerinde görevli bilim insanlarının deprem bölgesinde yaptıkları inceleme ve gözlemlere dayanılarak hazırlanan raporda, Pazarcık Fayı yüzey kırığının 16 kilometre olduğu, Amanos Segmenti yüzey kırığının parçalı olup kuzey parçasının 98 kilometre, güney parçasının ise 68 kilometre olduğu belirtildi.
Çardak Fayı üzerinde 58 kilometre uzunluğunda yüzey kırığı olduğuna değinilirken, “Depremlerin ilki Türkoğlu ile Kırıkhan arasında yaklaşık 3,5 metre civarında atım yapmış, ikinci depremin ise Çardak Fayı doğusunda 6,5 metre atım yapmış olduğu gözlemlenmiştir. İki deprem de arazi gözlemlerinde sol yanal atımlıdır ve yanal atımın yarattığı topografik ötelenmeden kaynaklanan 80 santim kadar düşey yükselmeler gözlenmiştir” görüşlerine yer veriliyor.
Raporda şu saptamalar yer aldı: “16 Şubat itibariyle depremden etkilenen bölgelerde yürütülen hasar tespit çalışmaları kapsamında 481 bin 865 binada ön hasar tespitleri tamamlandı. Bunlardan 61 bin 722 adedi halihazırda toptan göçmüş; ağır hasarlı ya da stabilite sorunu olan ve acilen kontrollü yıkımı gerektiren binalardır.
Diğer bir deyişle incelenen binaların yaklaşık yüzde 13’ü depremlerin hemen ardından kullanılamaz duruma gelmiştir. Bu oran orta hasarlı olduğu tespit edilen 13 bin 917 adet bina eklendiğinde, depremler sonrasında kullanılması mümkün olmayan bina oranı yaklaşık olarak yüzde 16’ya ulaşmaktadır. Bu binaların toplamı 350 bin 473 adet bağımsız birime karşı gelmektedir. İnceleme kapsamındaki binalardan 121 bin 515 adedi hafif hasarlı; 229 bin 23 adedi ise hasarsız olup, toplamda 1 milyon 665 bin 377 adet bağımsız ünitenin her iki depremi en çok yapısal olmayan hafif hasarlar ile atlatmış olduğu anlaşılmaktadır.”