Genellikle akıl hastalarının kontrol altına alınması için kullanılan, sıkı ve hareket özgürlüğünü kısıtlayan bu giysi; zamanla hem tedavi aracı hem de işkence aracı olarak kullanıldı.
İyi ama basit bir gömlek nasıl bir işkence aracı olabilirdi ki?
Ortaya “deli yeleği” olarak çıktı.
18. yüzyılda ortaya çıkan bu gömlek, o dönemin akıl hastalıkları ve tedavi yöntemlerine dair bizlere çarpıcı bir iz bıraktı. O dönemler akıl hastalıkları, bugün bildiğimiz gibi anlaşılmıyordu. Mesela doktorlar, ruhsal hastalıkların bir sebebi olarak heyecanı, Güneş çarpmasını ve en garibi de roman okumayı gösteriyorlardı!
Tabii bu nedenle ‘akıl hastası’ diye birçok insan bu gömleği giymek zorunda kalıyordu. Bu yüzden akıl hastalarını kontrol altına almanın ve etkisiz hâle getirmenin yolları da aranmaya başladı. Bu arayışın bir ürünü olarak da meşhur deli gömleği ortaya çıktı.
Ancak bu gömleğin amacı sanılanın aksine tedavi etmek değil, kontrol altına almaktı.
Akıl hastalarının o dönemlerde gerçek bir tedavi görme imkânı neredeyse yoktu ve onları etkisiz hale getirmek için bu gömlek tercih ediliyordu. Hastalar, bu gömleği giydiklerinde “tehlikesiz” kabul ediliyordu.
Toplumdan uzaklaştırılan bu kişiler, insani olmayan koşullar altında tutuluyorlar ve bu gömlek âdeta onlar için bir işkence aracına dönmüş bulunuyordu. Nasıl mı?
Hastanedeki insanlara bu gömlek giydirilerek işkence ediliyordu.
Elleri, kolları bağlı insanlar; savunmasız bir şekilde işkencenin bitmesini bekliyorlardı. Aslında hareketlerini kısıtlamak için icat edilen bu gömlek, amacının çok dışında kullanılmıştı. Üstelik yalnızca hastalar değil; mahkumlar da giyiyordu.
Nefes almasını bile kısıtlayan bu gömlekler, her türlü işkenceye karşı insanı savunmasız bırakıyor. Kullanımı zamanla asalda da geçmişte usulsüz kullanımı birçok canı yakmıştı…
Kaynaklar: History Hit, SMMİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: