Bazı zamanlar hekimler, basit bir kan alma işlemi için bile dakikalarca uğraşır. Çünkü bu işlem için müdahale edilecek damar, sıradan bir damar değildir.
Gelin, bu sinir bozucu durumun sebeplerine bakalım.
Damarları bulmanın bu kadar zor olmasının sebepleri arasında; damarların derinliği ve boyutu, susuz kalıp kalmadıkları ve kişilerin stres seviyeleri vardır.
Ek olarak kan alma tekniği ve oda sıcaklığı gibi dış etkenler de damarların bulunmasını zorlaştırabilir veya kolaylaştırabilir. Sıcaklık oldukça önemlidir çünkü yüzey damarları, vücudun sıcaklık kontrol sisteminin bir parçasıdır.
Çok sıcak hissettiğimizde tüm damarlarımız genişler ve ısı kaybetmemize sebep olur. Soğuk olduğumuzda ise vücudumuz, damarları daraltmak için hormon salgılar, damarların çaplarını küçültür ve genişlemeleri neredeyse imkansız bir hâle gelir.
Dış etkenlerin yanı sıra bir kişinin damarlarının kolayca tespit edilemeyecek kadar küçük ve derin olması da mümkündür.
Deri altında daha derin damarları olan hastalar, özellikle de vücut kütlesi fazla olanlar, kan alımı esnasında oldukça sıkıntı yaşar. Ayrıca bazı kişilerde yuvarlanan damarlar vardır. Bu damarlar, dokunulduğunda kolayca hareket eder ve iğne batırılırken pozisyon değiştirebilir.
Öte yandan stres ve kaygı seviyeleri, damarların fark edilmesini zorlaştırabilir çünkü ciltteki kan damarları, “savaş ya da kaç” tepkisinin bir parçası olarak daralırken, kasları besleyen damarlar genişler.
Yine kişi eğer susuz kaldıysa, hekimler tarafından damarlarının bulunması ve kan alımı zorlaşır. Özetle kan verme esnasında işlerin kolay ilerleyip ilerleyemeceği, birçok değişkene bağlı olarak şekillenir.
Kaynaklar: Medix College, Live Scienceİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: