Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen "Mevlid-i Nebi Haftası" programına katılarak konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında; "Millet olarak son iki asırdır çok yönlü, çok ince düşünülmüş bir kuşatmayla karşı karşıyayız. Bu milletin iman kalesini çökertmek için pervasızca saldırıyorlar" açıklamasını yaptı.
İzinden gittikleri tek insanın Hz. Muhammed (S.A.V) olduğunu kaydeden Erdoğan, "Bizim rehberimiz de önderimiz de uğruna can verdiğimiz maşukumuz da odur." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde;Peygamber Efendimizi hürmetle yad ediyoruz. Vatanı ve milleti için canını feda eden şehitlerimizi anıyorum.
"Bizim rehberimiz de önderimiz de odur"
Peygamber Efendimiz (S.A.V.) her anıyla ve yaşantısıyla en güzel örnektir. Peygamberimiz yürüyen Kur'an'dır. İzinden gittiğimiz tek insan Resulullah Efendimizdir. Bizim rehberimiz de önderimiz de uğruna can verdiğimiz maşukumuz da odur.
Diyanet Başkanlığımız öncülüğünde tertiplenecek
programlarla dünya hayatının gailesi altında yorulan, örselenen sıkışan kalplerimizi Peygamber Efendimizin aşkıyla pür nur eyleyeceğiz.
Şahsiyet iman, ahlak, hikmetle gelişir. Şahsiyet inşası fertler ve toplumlar için son derece önemlidir. Güçlü şahsiyetler sağlam bir toplumun teminatıdır. Bireyler ahlaklı, erdemli, merhametli olduğunda, toplumda da adalet, huzur, emniyet ve refah olur.
"2 asırdır kuşatma altındayız"
Millet olarak son iki asırdır, çok yönlü bir kuşatmayla karşı karşıyayız. Yıllardır aynı noktayı hedef alıyorlar. Yıllardır bu milletin iman kalesini çökertmek için pervasızca saldırıyorlar. Bunu bir dönem camilerimizi kapatarak, ahıra çevirerek yaptılar. Bir dönem camilerimizden yükselen ezanlarımızı susturarak yaptılar.
"Ayet-i Kerim'leri hedef almaya başladılar"
Bu ideolojik bağnazlık son günlerde öyle vahim boyutlara ulaştı ki cuma hutbesini, hutbede okunan ayet-i kerimeleri hedef almaya başladılar. Kendini bilmezin biri çıkıyor, hem de bu ülkenin muhalefet partisi adına, bilmediği konularda ahkam kesiyor. Bunu yaparken de Gazi Mustafa Kemal'in arkasına sığınıyor. Onu paravan olarak kullanıyor.
Bir dönem insanlara yobaz, takunyalı, başörtülü diye tahkir ederek kendi öz yurdunda paylaştırarak yaptılar. Bir dönem başörtülü kızları üniversite kapılarında ağlatarak yaptılar.
Bu yıkım projesinde kimi zaten medya kullanıldı. Kimi zaman sinema, tiyatro kullanıldı. Kimi zaman kaleminden nefret akan sözde aydınlar kullanıldı. Kimi zaman ihanet şebekeleri kullanıldı. Maalesef kimi zaman da siyaset kurumu, siyasetçiler kullanıldı.
Eskisi kadar olmasa da hala birilerinin bu manevi işgal projesine taşeronluk yaptığını görmekteyiz.
Aralarında FETÖ'cü ve bölücülerin de olduğu malum mahfiller bunu son derece planlı ve sinsice yapıyor. Biz bunlardan ülkeye kötülük dışında, nifak ve husumet dışında zaten bir şey beklemiyoruz.