Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu'nda “13. Çalışma Meclisi Yemeği”nde açıklamalarda bulundu.
Taksim Meydanı'nın mitinge uygun olmadığını belirten Erdoğan, " Taksim Meydanı dayatmasını masum bulmuyorum." ifadelerini kullandı.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açılamalarından öne çıkan satır başları:
Yarın ülkemizle birlikte dünyada kutlanacak 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü tebrik ediyorum. Tüm işçi kardeşlerime selam ve sevgilerimi gönderiyorum. 1 Mayıs tarihi yıllarca sokak olaylarının sembolü olarak görüldü. 1977 senesinde yaşanan faciadan dolayı her 1 Mayıs kaosun olduğu gün olarak algılandı. 2009 yılından itibaren resmi tatil ilan ederek buna son verdik. 32 yıl sonra Taksim'i kutlamalara açan yine biz olduk. Son günlerde muhalefet ve marjinal yapılar tartışmalarla 1 Mayıs'ın bayram havasına gölge düşürmeye çalışıyor. Taksim meydanının miting alanı olmadığı herkesin malumuyken bu tür dayatmaları masum bulmadığımızı ifade etmek isterim. Her iki yakada da miting alanı mevcut. Müsaade edilen alanların dışında yürüyüş düzenleme ısrarının iyi niyetli olmadığı açıktır. Terör örgütlerine istismar zemini sunulmamalıdır. Sendikalarımızı ve siyasi partilerimizi 1 Mayıs atmosferine zarar verecek adımlardan uzak durmaya davet ediyorum. Çalışma hayatımıza dair kritik kararların arifesinde sizlerin görüşlerine başvurduk. Göreve geldiğimiz andan itibaren sürdürdüğümüz diyalogu aynı hassasiyetle devam ettiriyoruz.
"İSTİHDAM SAYISI 1 MİLYON 156 BİN KİŞİ ARTTI"
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımıza 5 yıldan sonra güncel konuları ele almak üzere toplantıya öncülük ettiği için teşekkür ediyorum. Çalışma hayatının bizzat içinde bulunmuş bir kardeşinizim. Emeğin alın terinin değerini o dönemlerde çok yakından görme fırsatı buldum. Emekçi kardeşlerimle aramızdaki sarsılmaz bağ eksilmedi. İşçilerimizin her sıkıntısını kendi sıkıntımız her kazanımını kendi kazanımımız olarak kabul ettik. Net asgari ücreti 2024'te 17 bin 2 liraya yükselttik. 2023 Temmuz ayına göre yüzde 49 ocak ayına göre yüzde 100 artış oldu. Asgari ücretten alınan vergilerin kaldırması uygulamasıyla vergi muafiyeti getirdik. Son 21 yılda tüm kesimlerin refah seviyesini artırmak için çaba sarf ettik. İstihdam sayısı 1 milyon 156 bin kişi arttı. Gelecekte işsizlik oranlarının daha da aşağı ineceğine inanıyorum. Sektör temsilcileriyle bir araya geldiğimizde en önemli sorunun işçi bulamama olduğu anlaşılıyor. Ara eleman sıkıntısı yaşanıyor. Deprem sonrası hareketlenen inşaat sektöründe işçi ve usta eksikliği nedeniyle işler olması gerekenden yavaş ilerliyor.
"SENDİKAL HAKLAR VE ÖZGÜRLÜKLER ALANINDA TARİHİ NİTELİKTE ADIMLAR ATTIK"
Firmalarımızın en önemli ihtiyacı kalifiyeli eleman sorunudur. Hükümetimizin önceliklerinden biri istihdamda arz talep dengesinin temini olacaktır. Sendikal haklar ve özgürlükler alanında tarihi nitelikte adımlar attık. Darbecilerin yaptığı anayasayı değiştirmek bize nasip oldu. Memurların toplu sözleşme hakkında anayasal hak getirerek toplu sözleşme hakkını verdik. Sendikalı işçi sayısını 2,5 milyona yükselttik. Dünyayı yaklaşık 3 yıl boyunca sarsan Covid-19 salgınında işçi ve işverenlerimizin yanında olduk. Kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteği uygulamalarıyla vatandaşlarımıza sahip çıktık. İş sağlığı ve güvenliği kanununu hayata geçirerek, bu alanda önemli bir reforma imza attık. 2011 ve 2013 yıllarında 300 bin olan sözleşmeli personelimiz kadroya geçirilmişti. 2002'de yüzde 52,1 olan kayıt dışı istihdam oranını yüzde 25,4'e indirdik. Son 21 yılda saymaya kalksak saatler sürecek pek çok düzenlemeyi başarıyla hayata geçirdik. Ülkemizde ve dünyada çalışma hayatının taraflarını birbirine düşman gösteren bir anlayışa rastlıyoruz. Çatışmacı, kavgacı bu katı ideolojik yaklaşımın ne ülkemize ne milletimize faydası olur. Hak mücadelesi işveren ve sermaye düşmanlığı değildir. İşçi ve işverenin hakkını aldığı bir düzenin tesisi mücadelesidir.
"SKANDALLARA BİZ VİCDAN PENCERESİNDEN BAKIYORUZ"
Çalışma hayatının tüm tarafları aynı gemide olduklarının bilinciyle hareket edecek. İşçinin hakkını alamadığını düşündüğü, esnafın sermaye sahibinin kendini güvende hissetmediği, zenginin fakirin halini umursamadığı bir tablodan hiçbirimize fayda gelmez. Her meseleye siyasetin penceresinden bakanlar olduğunu görüyoruz. Aynı ideolojik kabileden olunca terör eylemleri ve iş cinayetleri bile önemsiz hale gelebiliyor. 2 büyük acı yaşadık. Beşiktaş'ta yangında 29 emekçi kardeşimiz hayatını kaybetti. Bu iş cinayeti karşısında hiçbirinin sesi dahi çıkmadı. İhmallerin adresi muhalefet ve belediyelerine çıkınca lâl oldular. Aynı aymazlığa teleferik faciasında da şahit olduk. Ellerinden gelse rezaleti yaşatanları baş tacı edeceklerdi. Söz konusu lisansa insansan ve insan hayatıysa her şey ikinci planda kalır. Skandallara biz vicdan penceresinden bakıyoruz. Nihai hedefimiz bu yüzyılı emeğin, yatırımın, istihdamın, büyümenin ve refahın yüzyılı yapmaktır. Kayıt dışılıkla mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Ülkemizin çalışma hayatını Türkiye Yüzyılı vizyonumuza uygun olarak güncelleyeceğiz.