Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizlerden buradan eve gittiğinizde elinize telefonu alıp eşi, dostu, arkadaşı tek tek aramanızı istiyorum. İstanbul'un CHP'nin algı belediyeciliği ile bir 5 yıl daha kaybetmeye artık takatinin kalmadığını örnekleriyle anlatacağız" dedi. Erdoğan, "Sizlerden Fatih'in emaneti bu aziz şehre sahip çıkmanızı bekliyorum. Kimi insan iş yapar, kimi de laf üstüne laf koyar. Kimileri de kayak yapmaya İsviçre'ye gider. Kimi insan eser üretir kimisi de polemik peşinde koşar" ifadelerini kullandı.İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Sevgili İstanbullular, Arnavutköy'ün güzel insanları sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Sizlerle beraber olmaktan memnuniyet duyuyorum. Artık son 10 gününe girdiğimiz Ramazan-ı Şerifinizi tebrik ediyor, tüm İslam alemi için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimize dua ediyoruz. Gazzeli mazlumların Allah yardımcısı olsun.
Siz bizi bahtiyar ettiniz, bizi gururlandırdınız, bize sahip çıktınız. Rabbim her birinizden razı olsun. Bugüne kadar bize olan itimadınızı asla boşa çıkarmadık. Bundan sonra da sizlerin güvenine layık olmaya çalışacağız.
İBB'nin şu andaki belediye başkanına sorun Arnavutköy'ün nerede olduğunu bilmez.
"Alanda 35 bin kişi var"Alana girerken alana sorun bakalım ne kadar katılım var, rakam nedir? 35 bin. Bu akşam artık kampanya bitiyor, yarın oylarımızı kullanacağız. Sandığa gümbür gümbür giderken Arnavutköy, Murat Kurum kardeşime teslim ediyor muyuz? Çok çalışacağız. Yarın da sandıklara sahip çıkacağız. Yerel yöneticileri belirlerken Cumhurbaşkanınız olarak ben yanınızdayım, bakanlar olarak tüm kabine yanınızda. Kim aşkla hizmet edecekse tercihimizi onlardan yana kullanalım. Bu gerçek belediyeciliği iktidar yaparsak Arnavutköy her tür hizmeti alacaktır. İstanbul Havalimanını yaptık mı? Dünyanın sayılı havalimanlarından bir tanesi oldu. Çam Sakura Hastanesini yaptık, şu andaki belediye başkanı yolunu yapmadı. Onu da Ulaştırma Bakanlığı yolunu yaptı.
Arnavutköy'ün rekor kırarak İstanbul'a örnek olacağına ben inanıyorum. 31 Mart'ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız, gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Büyükşehir'de Murat Kurum diyor muyuz, Arnavutköy'de Mustafa Candaroğlu diyor muyuz? İstanbul'un CHP'nin algı belediyeciliğiyle bir 5 yıl daha kaybetmenin takatinin kalmadığını örneklerle anlatacağız.
"Belediyecilik nedir biz biliriz"5 yıl belediye başkanlığı yaptım mı, yaptım. Arnavutköy'ü belli bir seviyeye bu kardeşiniz getirdi. Gençler bunu bilmeyebilir. İşte bu adımları biz attık. Belediyecilik nedir bunu biz biliriz. Buraya bir bakan arkadaşımı ne yaptık, İstanbul'a İBB Başkan adayı olarak gönderdik. İşi bileni göndereceksin dedik.
Kimi insan iş yapar, kimi de laf üstüne laf koyar. Kimileri de kayak yapmaya İsviçre'ye gider. Kimi insan eser üretir kimisi de polemik peşinde koşar. Fatih'in emanetine sahip çıkacağız.
Bolluca millet bahçemizin yapımında sona geldikArnavutköy küçük sanayi sitesinin yapımına başladık. Muhalefetin buraya uçak dediği, bunun için engellemeye çalıştıkları havalimanımız ülkemizin gururu haline geldi. Bunlar kiminle yarış ediyor? Murat kardeşim seçimi kazandığı zaman tüm Arnavutköylüler kazanacak. İstanbul Havalimanımız günlük 1308 uçuşla Avrupa'nın en işlek havalimanı seçildi.
Kuzey Marmara Otoyolu'na, Yavuz Selim Köprüsü'ne, Marmaray'a, şehir hastanelerine demediklerini bırakmadılar. İsraf dediler, ne gerek var dediler. İnsafsızca eleştirdiler. Şehir hastaneleri 16 buçuk milyon insana hizmet verdi. Biz muhalefetin takoz siyasetine boyun eğseydik kaliteli sağlık hizmetine ulaşım çok daha zorlaşırdı. Katkı sağlayan yatırımların hiçbiri gerçekleşmezdi.
Unutmayan aşkla çalışan yorulmaz diyerek için sizin için koşturmaya devam edeceğiz. Biz sizi seviyoruz, biz sizlere aşığız. Sonradan gelenler var ya, bunların Arnavutköylü kardeşimizle dertleri yok, bizim var. İnşallah sizden gelecek müjdeyi Ankara'dan takip edeceğim.
Dünyamızın çok zor günlere gebe olduğunu görüyoruzBiz sizlere efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik. Sandıkları patlatmaya var mıyız? Buna hazır mıyız?