Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "iç cephe" vurgusu yapması, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de yeni yasama yılı açılışında sürpriz bir hamlede bulunarak, DEM Parti'li vekillerin elini sıkması ve "Türkiye partisi olun" çağrısıyla başlayan "yeni çözüm süreci"ne ilişkin tartışmalar sürüyor.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, siyaset kulislerinde dalgalanan "Yeni çözüm süreci mi başlıyor?" tartışmalarına ilişkin olarak kritik açıklamalarda bulundu.
Ciner Medya Grubu Ankara Temsilcisi Fevzi Çakır ve Habertürk TV'den Eren Eğilmez'in sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum gündeme dair değerlendirmeler yaptı.
Uçum'un konuya ilişkin olarak yaptığı açıklama şöyle:
Külliye'den 'erken seçim' ve 'anayasa' açıklaması: Cumhurbaşkanı neden hizmet imkânını kısıtlasın? 50+1 kuralıyla oynanmamalı
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum'dan İnfaz Yasası açıklaması: Devlet yaptırım ve cezalandırma tekeline sahiptir; ben de cezaevi yatmış insanım, bilirim
"Çözüm sürecinin gündemde olduğunu düşünmüyorum"
Çözüm sürecinin gündemde olduğunu düşünmüyorum. İsrail'e ilişkin tehdit Cumhurbaşkanı tarafından dile getirildi. Bazı konular devletin genel işleyişiyle ilgilidir. Aktüel işleyişle genel işleyişi karıştırmamak lazım. İsrail'le ilgili tehdit, devletin bütün kurumlarının çalıştığı bir tehdittir. Devlet bir perspektif olarak bu tehdidi ortaya koyuyorsa bu tehdidin detaylarını anlamak gerekir. Kapalı oturum yapıldı. Sonra açıklama yapıldı, bilinen şeyler anlatıldı diye. Cumhuriyetin kuruluşunda Atatürk'ün bazı yaklaşımlarını diyelim ki, siyasi ajanda üzerinden değerlendiren bir sürü muhalifler de olmuştur. Aktüel siyaset bunları tartışabilir. Bizim bugün en önemli ihtiyacımız Türkiye'nin bağımsızlığını, üniter yapısını, siyasi birliğini korumaktır. Bunlara beka diyoruz. Beka bu kurumların varlığını sürdürmesidir. Bunlara yönelik tehdit risk varsa Türkiye'nin bütün aktörlerinin, kurumlarının bu konuya ciddiyetle yaklaşması gerekir.
"Devlet çözüm almadığı süreci tekrar devreye sokmaz"
Sayın Bahçeli'nin kendisine ilişkin bu konuda açıklama yaptı, ayrıntılı anlattı. Konu Türkiye'ye yönelik risklerse ben burada kapsamı genişletmek, birlikte kapsamı genişletmek açısından adım atarım. Sayın Cumhurbaşkanı 'yumuşama', sayın Özel 'normalleşme' dedi. Burada diyaloğu güçlendirmek. TBMM çatısı altında terör vesayetine bağlı bir siyaset yapılması kabullenemez. DEM'in de geçmişte HADEP'in de yaşadığı en büyük problemdir. Dünyanın hiçbir milli devletinde buna bu kadar müsamaha gösterilmez. Sayın Bahçeli'nin yaklaşımı, sayın Cumhurbaşkanımızın mesajları terör vesayetini yok etmek yaklaşımıdır. PKK açıklama yaptı, 'bizim stratejimiz bağımsız Kürdistan'dır' diye. Bunu herkes biliyor. PKK'nın bu açıklamasına karşı sadece DEM'in dışındakiler mi tavır alacak? DEM'in artık terör siyasetinin çözüm olmadığını anlaması ve buna yönelik tavır almasıyla alakalıdır. Bir anlamda terör vesayetinden DEM'i kurtarma ve Meclis'ten tasfiye etme meselesidir. Devlet çözüm almadığı süreci tekrar devreye sokmaz. Yeni bir versiyonu da gündeme gelmez.
“Müzakere söz konusu olamaz, devlet kiminle müzakere edecek?”
Terörle mücadeleye ilişkin devlet yapabileceklerini yaptı. İçeride neredeyse terörü bitirdi. Buradaki mesele Türkiye'de demokrasiyi güçlendirmek açısından. DEM'in temsil ettiği kitlelerin taleplerini bu bütünlük içinde karşılamak açısından bir değerlendirme yapılacaksa Türkiye'nin bütünlüğüne yönelik diyalog, ilişki oluşturmak meselesi. Müzakere söz konusu olamaz. Devlet kiminle müzakere edecek? Türkiye'nin şu andaki ihtiyacı demokrasiyi daha da güçlendirme ihtiyacı, mevcut anayasadan kurtulma ihtiyacı. Çağa uygun yeni anayasaya ulaşma ihtiyacı. Meclis bir bütün olarak harekete geçme imkanına sahipse geçsin. Türkiye'nin coğrafi bütünlüğü asla müzakere edilemez. Siyasi yapı ve üniter yapı müzakere edilemez. Türk vatandaşlığı kavramı, Türk milleti kavramı müzakere edilemez.
"Sayın Özel'in bu konuda yaptığı açıklamaya saygı duyuyorum "
Türkiye'ye yönelik terör ve şiddeti bitirmeye yönelik bir süreçti. Orada Türkiye ciddi ihanetle karşılaştı. Bunların yaptığı demokratik özerklik ilanları, hendek kalkışmaları o perspektifin dışında konulardı. O iş de bitti. Gelecek kuşaklara Türkiye'yi bölünmüş bir nesil olarak miras bırakılamaz. Türkiye bunun altından kalkamaz. Ayağa kalkma meselesi devletin bütünlüğüne sahip çıkma meselesi. Sayın Özel'in bu konuda yaptığı açıklamaya saygı duyuyorum."