Bazı çocukların COVID-19 enfeksiyonunu hiçbir belirti olmadan geçirdiğini veya ailesi enfekte olduğunda belirtiler hafif görüldüğünden test yapılmadığını anımsatan Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Demirçubuk, tanı konulmamış olmasının çocuğun MIS-C geçirmeyeceği anlamına gelmeyeceğini belirtti.
“MIS-C, hastanede yapılan testlerin sonucuna göre tanısı kesin konularak tedavi edilmesi zorunlu bir hastalıktır” diyen Dr. Öğr. Üyesi Demirçubuk, şunları kaydetti:
“Koroner damarlarda soruna, dolayısıyla kalbin fonksiyonlarının bozulmasına neden olabileceğinden başta çocuk sağlığı ve hastalıkları, çocuk enfeksiyon hastalıkları ve çocuk kardiyolojisi gibi bölümlerin multidisipliner olarak takip ederek, tedavileri düzenlenmesi büyük önem taşır.”
COVID-19 VE MIS-C
COVID-19’un ortaya çıkışı ve MIS-C sendromu hakkında bilgi veren Dr. Öğr. Üyesi Demirçubuk, şöyle devam etti:
“Çocuklarda pandeminin ilk zamanlarında COVID-19 hastalığı daha hafif seyretmesine karşın Nisan 2020’de İngiltere’den gelen raporlar Atipik Kawasaki hastalığı olarak tanımlanan daha sonra da MIS-C (Pediatrik Multisistemik İnflamatuvar Sendrom) adıyla kayıtlara geçirilen bir hastalık tanımlanmıştır.
MIS-C, COVID-19’a maruz kalan çocuklarda virüs bulaştıktan 2-4 hafta sonra ortaya çıkan vücudun virüse karşı verdiği aşırı cevap sonucu organ yetmezliğinin ortaya çıktığı bir durumdur.”
"MIS-C, COVİD-19 GEÇİREN TÜM ÇOCUKLARDA GÖRÜLMEMEKTEDİR"
Çocuklar ve yetişkinlerin COVID-19 enfeksiyonuna yakalanma oranının benzerlik gösterdiğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Demirçubuk, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Buna rağmen Sars CoV-2 virüsü ile enfekte çocuklarda ciddi klinik semptomlar az görülmektedir. Yapılan çalışmalarda COVID-19’a bağlı hastane yatışlarının sadece yüzde 1,5’ini çocuk hastalar oluşturmaktadır. Salgının başlangıcında çocukların daha az etkilendiği düşünülürken daha sonra COVID-19 enfeksiyonunu semptomatik ya da hiçbir belirti olmadan sessiz geçiren çocuklarda iki-dört hafta sonra MIS-C tablosu ortaya çıkabilmektedir.
COVID-19 kaynaklı çocuk vaka sayılarının arttığı dönemin yaşanıyor. MIS-C hastalığı aslında COVID-19 hastalığının ciddi bir komplikasyonu olarak karşımıza çıkmakla birlikte COVID-19 geçiren her çocukta görülmemektedir. Yapılan çalışmalarda 21 yaşın altındaki bireylerde COVID-19 hastalığının görülme sıklığı 100 binde 322 ve MIS-C görülme sıklığı 100 binde 2 olarak bulunmuştur. Hangi çocukta gelişeceğine dair başta epigenetik olmak üzere bilinmeyen birçok faktör vardır.”
HASTALIK BELİRTİLERİ ÖNEMLİ
Nadir görülse de bu hastalığın bulgularının iyi bilinmesinin önemli olduğuna işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Demirçubuk, “Önceden geçirilmiş COVID-19 enfeksiyonu veya COVID-19 enfekte kişi ile teması olan çocuklarda başta dirençli ateş sayabileceğimiz aşağıdaki semptomlardan bir kısmının varlığı söz konusu olduğunda bu hastalık şüphesiyle bir sağlık kurumuna başvurulmalıdır” önerisinde bulundu.
Dr. Öğr. Üyesi Demirçubuk, semptomları ise şöyle sıraladı:
“24 saatten uzun süren 38 derece üzerinde dirençli ateş, göğüs ağrısı, öksürük, solunum sıkıntısı, baş ağrısı, bilinç durumunda değişiklik, havale geçirmek, tüm vücutta kızarıklık, çilek dili görünümü, kollarda ve bacaklarda şişlik, ciltte soyulma, gözlerde kızarıklık, halsizlik, kas ağrıları, bulantı- kusma, karın ağrısı, ishal, vücutta döküntülerin olması, tansiyon düşüklüğü, dolaşım bozukluğu.”
Dr. Öğr. Üyesi Demirçubuk, MIS-C’de dikkate alınması gereken belirtileri ise, “Karında şiddetli ağrı, nefes alırken zorluk çekme, cilt ve dudakların soluk, gri veya mavi renkli olması, sersemlik hali ve uykuya eğilim” olarak özetledi.
Hastalık belirtileri gösteren çocukların zaman kaybetmeden hekime götürülmesinin hastalığın tanı ve tedavi sürecini olumlu etkileyeceğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Demirçubuk, “Kawasaki başta olmak üzere birçok sistemik hastalık belirtileri MIS-C ile benzerlik gösterdiğinden tanı konulması zordur” şeklinde konuştu.
MIS-C TEDAVİSİ
MIS-C tanılı çocukların hastanede multidisipliner yaklaşımla tedavi edilmesi gerektiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Demirçubuk, “Bazılarının, çocuk yoğun bakım ünitesinde tedaviye ihtiyacı olabilir. Tedavi, bulguların tipine, şiddetine ve vücutta hangi organların etkilendiğine göre değişir. Tedavi edilebilen hastalık olmakla birlikte çalışmalarda çocuk yoğun bakım ünitesinde takip edilen hastalarda yüzde 1,7 oranında ölüm oranı saptanmıştır” ifadelerini kullandı.
COVID-19 hastalığının aksine MIS-C’nin bulaşıcı bir hastalık olmadığını bildiren Dr. Öğr. Üyesi Demirçubuk, COVID-19 ile karşılaşmış ya da hastalığı geçirmiş çocuklarda ortaya çıktığına dikkat çekti.
Şu ana kadar bildirilen, tekrar eden MIS-C vakası bulunmadığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Demirçubuk, bu hastalığın nedeninin hala tam olarak aydınlatılamadığını, hastalıkla ilgili çalışmaların ve araştırmaların devam ettiğini aktardı.
HASTALIK NASIL ÖNLENİR?
Hastalığı önlemek için bilinen tek gerçekçi yolun COVID-19 virüsü ile karşılaşmamak olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Demirçubuk, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bunun için koruyucu önlemlere dikkat etmek, sosyal mesafe kurallarına uymak, maske kullanmak, hijyen kurallarına dikkat etmek önem taşımaktadır. En önemli korunma yollarından biri de aşılanmadır. Ülkemizde 12 yaş ve üstü COVID-19 aşılanması devam etmektedir. Birçok ülkede 5-12 yaş arası çocuk aşılanmasına da başlanmıştır.”
www.idrak34.com