6 yaşında bir kız çocuğunun imam nikâhıyla evlendirip cinsel istismara maruz bırakıldığı iddiası sanırım hepimizin kimyasını bozdu.
Bu iğrenç olayda bile “ama'sız, 'fakat'sız” mağdurun yanında, suçlunun karşısında olamadık.
Unutulmamalı ki bu ülkede her dört saatte bir çocuklarımız tecavüz veya taciz ile karşılaşıyor.
Sokaklarda yaşayan 25 bin çocuk ise cinsel taciz ile mücadele etmekte.
Yılda ortalama yaklaşık 7 bine yakın çocuk cinsel istismara maruz kalıyor.
Ülkede olayın vahameti bu durumdayken peki biz ne yapıyoruz?
Tüm inançlara olduğu gibi İslam dinine ve de gerçek dindarlara büyük saygı duyuyoruz.
Fakat bizim öfkemiz dini bahane ederek 6 yaşında bir çocuğun evlenebileceğini düşünenlere.
İnanın bu sapkın ve vicdansızlardan daha büyük din düşmanı yok!
Yahu bu durum ülkedeki en önemli mesele…
Ne siyasi ne ekonomik ne ticari…
Tek kelimeyle insani bir durum insani…
Çok üzülüyorum gerçekten.
Bu rezilliğin, sapıklığın kabul edilemez bir cinsel suç olduğunu bilerek buna kalkışan istismarcıların en ağır cezayı almadıklarını görmek beni kahrediyor.
Hiçbir şekilde affedilmeyeceklerini, cezalarının hafifletilmeyeceğini bilseler elbette azalır bu işler ama hukuk guguk olunca olmuyor işte.
Şu çok iyi bilinmeli ki bahse konu olan bir çocuk ve onun geleceği.
Bu çocuğun yaralanmış ruhunda yaşanacak öfkenin, nefretin, değersizlik duygusunun, dışlanmışlığın öfke nöbetlerinin, içine düştüğü hazin çıkmazın büyüklüğünden kimin haberi var soruyorum sizlere?
Bu durum ülkenin en vahim gerçeklerinden biri.
Lakin diğer bir gerçeklik de kurumların bağımsızlığı sağlanmadıkça, adalet şeffaflaşmadıkça, eğitim ise evrensel nitelik kazanmadıkça bu sapkınlıkların bitmeyeceği.
Kimileri hâlâ bireysel bir sapıklık olarak göstermeye çalışsa da bu durum ülkemizde bir “yaşam tarzı” haline dönüştü ne yazık ki.
AKP öncesi Türk Medeni Kanunu’na göre resmi nikâh öncesi dini nikâh kıymak suç idi.
Bu durum AKP sonrası Anayasa Mahkemesi eliyle iptal edildi.
Ya sonra?
Sonradan resmi nikâh kıyılırsa sorun yok dendi.
Kontrolü nasıl olacaktı?
Kontrole gerek var mıydı?
Yoktu elbet…
İşte “yaşam tarzı” haline dönüşmesi derken bunu anlatmak istiyordum.
Yazık oldu bir millete…
Çocuklarımıza, hatta geleceğimize…