İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin Çin'e yaptığı ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir araya geldiği üç günlük resmi ziyaretini tamamlamasının ardından dün ortak bildiri yayımlandı.
Siyaset, güvenlik ve savunma, ekonomik kalkınma, eğitim ve kültür konularının yanı sıra bölgesel ve uluslararası meselelerin ele aldığı açıklamada, Çin ile İran ortaklığının "istikrarlı" biçimde ilerlediği ve jeopolitik belirsizliklere karşı dayanıklı olduğuna yer verildi.
Global Times'ın haberine göre, açıklamada, Çin ve İran'ın ikili ilişkileri güçlendirmeye ve çeşitli alanlarda kapsamlı işbirliğini teşvik etmeye kararlı olduğu aktarılarak, Basra Körfezi'nin barış ve istikrarının küresel güvenlik ve enerji taşımacılığı açısından önemi vurgulandı.
Çin ve İran'ın terörle mücadelede işbirliğini daha da güçlendirme konusunda anlaştıklarına yer verilen açıklamada, iki ülkenin, savunma kurumları arasındaki stratejik iletişimi güçlendirme, ordular arasında her düzeyde işbirliği gerçekleştirme ve ortak tatbikatlar ile personel eğitimi ölçeğini genişletme konusunda mutabık kaldığı kaydedildi.
Ortak açıklamada, ekonomik işbirliğine ilişkin olarak ticaret, tarım, sanayi, yenilenebilir enerji ve altyapı konuları da ele alındı.
Açıklamada, ayrıca, İran'ın Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) üyeliğinin bölgesel ve uluslararası barış, güvenlik, istikrar ve kalkınmaya katkı sağlayacağına işaret edilirken İran'ın, Çin'in BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'dan oluşan grup) üyeliğini genişletme girişimini memnuniyetle karşıladığına işaret edildi.
AFGANİSTAN'A ÇAĞRI
Ayrıca açıklamada, Afganistan'da Ağustos 2021'de yönetime geldiğinden bu yana Taliban'ın, kadınların ve kız çocuklarının eğitim ve iş hayatındaki görünürlüğüne kısıtlamalar uygulamasına dair vurgular yer aldı.
"İki taraf, Afgan yöneticilere, tüm etnik grupların ve siyasi grupların fiilen katıldığı kapsayıcı bir hükümet kurma ve kadınlara, etnik azınlıklara ve diğer dinlere yönelik tüm ayrımcı uygulamaları sonlandırma çağrısında bulundu." ifadesi kullanılan açıklamada, ABD ve NATO müttefiklerinin "Afganistan'daki mevcut durumdan sorumlu olduğu" kaydedildi.