Çin’in kuzeyinde insan metapnömovirüsü (HMPV) vakalarında yaşanan artış, dünya genelinde yeni bir salgın endişesine neden oldu. Özellikle çocuklar, 65 yaş üstü bireyler ve bağışıklık sistemi zayıf olanlar için tehdit oluşturan bu solunum yolu enfeksiyonu, belirtileri itibarıyla COVID-19’u hatırlatıyor. Çinli yetkililer bu artışı mevsimsel bir durum olarak değerlendirirken, sosyal medyada paylaşılan görüntüler ve hastanelerde artan yoğunluk, HMPV’nin etkileriyle ilgili tartışmaları da alevlendirdi. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Hüsrev Diktaş, hastalığı tüm yönleriyle ele aldı.
Salgın tehlikesine karşı dikkatli olun
Dünyanın yeni bir alarmın eşiğine geldiğini söyleyen Doç. Dr. Diktaş, “Virüs, özellikle ateş, soğuk algınlığı, öksürük, balgam çıkarma gibi semptomlarla başlıyor. Eğer zatürreye dönüşürse hırıltılı solunum ve oksijen seviyesinin düşmesi gibi daha ciddi sorunlara yol açabilir. Çocuklar, 65 yaş üstü bireyler, kronik akciğer hastalığı olanlar ve bağışıklık sistemi zayıf kişiler bu virüsü daha ağır geçirme riski taşır.” dedi.
HMPV ve diğer solunum yolu enfeksiyonları arasındaki fark
Diğer solunu yolları virüsleri arasındaki farkları da anlatan Doç. Dr. Diktaş, “HMPV, genellikle COVID-19 ve influenza gibi diğer solunum yolu hastalıklarıyla karışabilir. Ancak, bu hastalıkların birbirinden ayırt edilmesi önemlidir. HMPV tanısı için PCR testleri ve hızlı solunum testleri kullanılır. Bu testler, doğru tanı konulmasını sağlar ve hastaların doğru tedavi sürecine yönlendirilmesine olanak tanır. HMPV’nin semptomları, öksürük, burun akıntısı ve ateş gibi üst solunum yolu hastalıklarına benzerken, ileri vakalarda zatürreye dönüşebilir ve ciddi solunum güçlüklerine yol açabilir.” diye belirtti.
Spesifik bir tedavisi yok
Virüsün tanı ve tedavi süreci hakkında da bilgi veren Doç. Dr. Diktaş, “Maalesef bu virüse karşı etkili bir antiviral tedavi veya aşı bulunmuyor. Tedavi, sadece semptomların hafifletilmesine yöneliktir. Özellikle solunum sıkıntısı çeken bireylerin göğüs hastalıkları uzmanına başvurması büyük önem taşır. Bu sebeple, bireylerin kendilerini koruma konusunda daha dikkatli olmaları gerekmektedir. Kalabalık ortamlardan kaçınmak, maske kullanımı ve hijyen kurallarına sıkı sıkıya uymak, virüsün yayılmasını engellemek için en etkili yöntemlerdir. Sosyal mesafeye dikkat edilmesi ve sık sık ellerin yıkanması, virüsün bulaşma riskini önemli ölçüde azaltacaktır. Bu tedbirler, sadece kişiyi değil, çevremizdeki insanları da korumaya yardımcı olur.” diye konuştu.