Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi (TÜRK DEGS) Başkanı Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, bugün kaleme aldığı yazısında HDP heyetinin Libya'ya gerçekleştirdiği ziyarete ve orada yaşananlara dikkat çekti.
Libya ile imzalanan anlaşmayı reddettiler
Yaycı, HDP'li Tülay Hatimoğulları ve beraberindeki bir heyetin 19 Aralık'ta Bingazi'ye ziyarette bulunduğunu söyledi. HDP heyetinin burada bir skandala imza attığını açıklayan Yaycı, Bingazi'de HDP’lilerin Türkiye ile Libya arasında imzalanan deniz yetki alanları sınırlandırma antlaşmasını yani münhasır ekonomik bölge (MEB) sınırlarının belirlenmesi anlaşmasını reddettiklerini belirtti. HDP'nin bu söylemlerinin Atina ile aynı söylemler olduğunu ifade eden Yaycı, "Yalnızca Yunanistan’ın haksız ve hukuksuz duruşuna karşı Türkiye ve Libya’nın haklarını savunan, hakkaniyete ve uluslararası hukuka uygun şekilde çizilmiş olan bu deniz anlaşması sizi niçin rahatsız etmektedir?" diye sordu.
Türkiye'nin sınırlarını reddediyorlar
Libya ile imzalanan bu deniz sınırını belirleyen anlaşmanın TBMM'de kabul edildiğini ve Birleşmiş Milletler'e kaydettirildiğini ifade eden Yaycı, "Yani reddettikleri bir anlaşmadan öte Türkiye’nin sınırlarıdır. Zira kara sınırı ne ise deniz sınırı da odur." dedi. Yaycı, TBMM'de temsil hakkı olan HDP'nin açıkça Türkiye’nin ekonomik ülke sınırlarını kabul etmemekte ve üstelik yurt dışında şikâyet ettiğini söyledi.
Kendi ülkesine düşman bir duruş
Deniz sınırlarının kara sınırlarından farklı olmadığını savunan Yaycı "Cehalet her zaman tehlikelidir" diyerek "HDP eğer konuyu bilmeden bu açıklamayı yaptıysa özür dilemelidir. Fakat eğer konunun idrakinde olarak, kasıtlı şekilde MAVİ VATAN sınırlarına karşı çıktıysa, kendi ülkesine düşman bir duruş ile karşı karşıyayız demektir." dedi.
HDP bu cesareti kimden alıyor
Bu sözlerin bilinçsizce söylenen sözler olmadığını belirten Yaycı HDP'nin bu cesareti de kimden aldığını merak ettiğini ifade etti. Yaycı, "Hiçbir gelişmiş dünya demokrasisinde meşru bir siyasi parti ülkesinin sınırlarını tartışmaya açmaz, açamaz. Ülke sınırlarımız varoluş temellerimizdir. Yunanistan’da bir partinin veya temsilcilerinin çıkıp da “bizim ekonomik ülke sınırlarımızı genişleten antlaşmayı kabul etmiyoruz” diyebileceğini hayal dahi edemezsiniz! Tartışılan konular ülkelerin sınırlarının, etki alanlarının daha ne kadar ve nasıl artırılabileceği üzerinedir." diye ekledi.