Eskiden tuvalete gazeteyle girilirken günümüz dünyasında artık tuvalete girmeden çoğumuz telefonumuzun peşine düşüyoruz. Değişen dünya tuvalette gazetenin yerine telefonu getirse de değişmeyen şey sağlığa verdikleri zarar oldu. Öyle ki gazete, dergi, tablet ya da telefon fark etmeksizin elimize aldığımız araçlar tuvalette olması gereken süreden daha uzun kalmamıza sebep olarak sağlığımızın olumsuz yönde etkilenmesine neden olabiliyor.
Özellikle tuvalette fazla oturmak hemoroid ya da halk dilindeki adı ile basur rahatsızlığının oluşmasını tetikleyebiliyor. Anüs bölgesinde bulunan toplardamarların kabarması ve dışkılamayı kolaylaştıran yastıkçıkların şişerek makattan dışarı doğru çıkmaya başlaması ile hastanın ağrılı bir sürece sürüklenmesini mümkün kılabilen basur (hemoroid) rahatsızlığı ile karşılaşırız. Bununla birlikte tuvalette uzun süre kalmak, makatta çatlak oluşumunu yani anal fissür rahatsızlığını da doğurabiliyor.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Dursun Odabaş Tıp Merkezi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sebahattin Çelik, "Akıllı Telefonların Hemoroit Hastalığıyla İlişkisini İncelemek" adlı bilimsel çalışmalarının hem ulusal hem de uluslararasında platformda beğeni aldığını belirtti.
Üç yıllık geçmişe sahip çalışmalarının uluslararası Turkish Journal of Colorectal Disease (Türk Kolorektal Hastalıklar) dergisinde yayımlandığını anlatan Çelik şunları kaydetti:
"Hemoroit yaygın bir hastalıktır. Bazı çalışmalara göre yaş arttıkça, 50 yaşından sonra toplumun yaklaşık yüzde 60'ında hemoroit şikayeti var. Buna paralel olarak cep telefonları artık herkeste, yaşamın her alanında var. Akıllı telefonlarda yaygın olarak sosyal medya kullanılıyor. Hatta sosyal medya bağımlılığı gibi durumlar da oluşuyor. Bazı hastalarımızın cep telefonlarını kullanırken lavaboya gittiğini gözlemledik. Poliklinik muayenelerimizde hastalar, 'Cep telefonuyla lavaboya gidiyorum' deyince bunu araştırmak istedik. İstanbul'daki bir hastane ile merkezimizde ortak bir çalışma yürüttük. Amacımız toplumun yüzde kaçlık bir kısmının cep telefonuyla tuvalete gittiğini, bu esnada cep telefonundan sosyal medyaya baktığını belirlemekti."
ENTERESAN SONUÇLARA VARDIK
Anketlerine katılan bin 684 kişi üzerinde bu çalışmayı yaptıklarını aktaran Çelik şöyle devam etti:
"Çalışmamızda hemoroit şikayeti olmayan kontrol grubumuz vardı. 882 hemoroit şikayeti olan hasta ve 802 de herhangi bir hemoroit şikayeti olmayan kişi bu çalışmaya alındı. Enteresan sonuçlara vardık. Çalışmamızda şunu gördük; cep telefonuyla tuvalete gidenlerin sayısı çok fazla. Hem hasta hem de kontrol grubunda cep telefonuyla insanlar tuvalete gidiyor.
"10 DAKİKAYA YAKIN BİR SÜRE"
Cep telefonuyla tuvalete giden kişilerin lavaboda daha fazla zaman geçirdiğini tespit ettik. Tuvalette fazla zaman geçirildiğinde anal bölgede uzun süre basıncın yüksek olmasına neden oluyor. Anal bölgedeki basınç hemoroidin patogenezinde risk faktörü oluşturuyor. Bu basınçtan dolayı hemoroit şikayetleri artıyor. Hipotezimizi bunun üzerine kurduk. Hemoroidi olan hasta grubunun yaklaşık yüzde 50'si telefonla lavaboya gidiyor. Lavaboya telefonla gidenlerin yüzde 26'sı da sosyal medyada zaman geçiriyor. Çoğu da 10 dakikaya yakın bir süre sosyal medyada zaman harcıyor."
Doç. Dr. Çelik, normal şartlarda lavaboda en fazla 2 ila 5 dakika arasında bir zaman geçirildiğini ancak cep telefonuyla lavaboya gidenlerin daha uzun süre tuvalette kaldığına dikkati çekerek, "Akıllı telefonlarla tuvalete gitme alışkanlığı hemoroit hastalığında bir risk faktörüdür. Bulgularımız bunu destekleyen yöndedir. Tuvalete cep telefonuyla gitmenin risk faktörü olduğunu toplumun bilmesi, mümkünse lavabo ve tuvalete telefonla gitme alışkanlığından kurtulması gerekiyor. Telefonların lavaboda kullanılması bir risk faktörü olarak kabul edilebilir. Vatandaşların cep telefonuyla lavaboya girmemesi sağlıkları açısından daha önemlidir." ifadesini kullandı.
www.idrak34.com