Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, ham çelik üretimindaki düşüşe vurgu yaparak “Yılın son çeyreği iyi görünmüyor. Enerji zamları rekabet gücünü olumsuz etkiliyor. BOTAŞ’ın durumunu düzeltmeye çalışırken diğer kurumları zora sokmamaya özen göstermeliyiz” dedi. Dr. Veysel Yayan ile çelik sektöründeki son gelişmeleri konuştuk.
- Yılın ilk sekiz ayında sektörün üretim ve ihracatında ciddi düşüş var, bunun nedeni nedir?
Ağustos 2022’de Türkiye’nin ham çelik üretimi, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 21 azalışla 2.8 milyon ton oldu. İlk sekiz ayda ise üretim yüzde 8.8 azalışla 24.4 milyon tona geriledi. Ayrıca aylık nihai mamul tüketimi yüzde 12.1 azaldı. Aylık çelik ürünleri ihracatı da miktar yönünden yüzde 25 azalışla 1.4 milyon ton, değer yönünden yüzde 31.5 azalışla 1.2 milyar dolar oldu.
Bu düşüşte Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin etkisi büyük. Yılın son çeyreği de iyi görünmüyor. Son yapılan enerji zamları rekabet gücünü olumsuz etkiliyor. Enerji zamlarında büyük firmalara karşı negatif bir ayrımcılık var. Bunun kalkması gerekiyor. Eğer BOTAŞ’ın durumunu düzeltelim derken birikmiş kayıpları hızlı şekilde tüketicilere yansıtmaya çalışırsanız tüketicinin bunu kaldıramayacağı durumlar olur. Enerji talebinde düşüş yaşanırsa onun yaratacağı komplikasyonlar farklı olur. Daralma yoluyla sorunları çözmek mümkün değil. Büyük firmalara ayrı, küçük firmalara ayrı dediğiniz zaman o büyüklerin yükünü daha da artırıyor.
ADALETLİ OLUNMALI
- Büyük firmalara dönük nasıl bir ayrımcılık var?
Yüksek enerji tüketen sektörlere daha yüksek destek az enerji tüketenlere daha düşük destekler var. Burada adil olunmalı. Bunlar eşitlenmeli.
- Bir taraftan kur artışı da sürüyor, enerjide yeni zamlar olursa sektör nereye gider?
Enerji zamlarının sürdüğü durumda çelik fiyatlarında artış da kaçınılmaz olur.
- Bu ortamda uzun vadeli plan yapabiliyor musunuz?
Eskiye göre planları daha sık revize ediyoruz. Piyasaların talep durumu çok değişiyor. Mümkün olduğu kadar açığa düşmemek gerekiyor. Firmalar piyasada oluşan talep doğrultusunda elde stok tutmaya çalışıyor.
TAM BİR BELİRSİZLİK ORTAMI YAŞANIYOR
- Yılı nasıl kapatacaksınız?
Yılbaşında üretimde yüzde 10 artış bekliyorduk. Ama yüzde 10’dan fazla düşüşle kapatacağız. Öngörü yapamıyoruz, tam bir belirsizlik içindeyiz. Son üç ayda, aylık ortalama üretimde yüzde 18.3, ihracatta yüzde 14.3 düşüş var. Ayrıca bu düşüşler elektrik ve doğalgaz fiyatlarına 30 Ağustos’ta yapılan yüzde 50 zammı ve BOTAŞ tarafından 29 Eylül’de gerçekleştirilen yeni düzenlemenin olumsuz etkisini yansıtmıyor. Bu durum, yılın son çeyreğinin, çelik sektörümüz açısından daha zor geçeceğini ortaya koyuyor.
- Sektörde kaç firma kaç çalışan var?
Ham çelikten üretim yapan kuruluş sayısı 34. Diğer haddehanelerle 100’ün üzerinde çıkıyor. Sektörün doğrudan istihdamı 100 bini aşıyor. Dolaylı istihdam 500 bin civarında.
ZAMLAR SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL
- Avrupa’da Rusya-Ukrayna savaşıyla çelikte bazı üreticiler üretimini kıstı ya da durdurdu Türkiye’de böyle bir durum olur mu?
Böyle bir eğilim var. Geçen yıl yüzde 75’e olan kapasite kullanım oranı son üç ayda yüzde 60’lara geriledi. Son üç ayda daha da aşağıya inecek. Yılın ilk çeyreğinde dünyada çelik üretiminde yüzde 5.5 küçülme vardı, bizde yüzde 2.5’ti. Ama bugün biz daha fazla küçülüyoruz. Avrupa üreticilerine enerji desteği veriyor. Devletimizin de üreticiyi desteklemesi gerekiyor. Yüzde 600 enerji zamları sürdürülebilir değil. Normalleşmesi lazım. Diyelim ki son yapılan zamla 50 dolarlık bir maliyet artışı geldi. Bunu üreticilerimiz fiyatlara yansıtamıyoruz. Böyle olunca üreticilerin şöyle düşünmeye başladı: Çalışarak mı zarar edelim, yoksa çalışmadan mı zarar edelim. “Çalışmadan zarar edelim” noktasına gelinirse bu ekonomi açısından büyük kayıp olur. Üretimi sürdürülemez duruma düşmemek lazım. Onun için de atığımız taş ürküttüğümüz kuş hesabını iyi yapmak gerekiyor. BOTAŞ’ın durumunu düzeltmeye çalışırken diğer kurumların durumunu zorlaştırmamaya özen göstermemiz gerekiyor.
- Yani kapanan çelik üreticisi olur mu?
Kapanma değil ama üretimini geçici olarak durduran şirketler olabilir. Bunları yakında duyacaksınız.
- Avrupa en büyük pazarımız. Ancak resesyon da var. Avrupa’dan gelen siparişlerde iptal var mı?
Avrupa ana pazarlarımızdan biri. Bir de onların kota uygulaması var. Ama yılbaşında gevşetilmesini umuyoruz.
DIŞARIDAN OLUK OLUK ÜRÜN GELİYOR
- Gelecek dönemde bizi en fazla endişelendiren konular neler?
Rusya ve Ukrayna’dan ithalat azalınca “Acaba bu piyasada ürün kıtlığı olur mu” dedik. Hatta bize “Mümkün olduğunca ihracatı askıya alsanız da iç piyasaya ürün verseniz” dendi. Ama sonra baktık Türkiye’ye Hindistan, Çin, Hollanda, Brezilya ve İran’dan oluk oluk yassı ürün geliyor. Türkiye bugün yegane açık pazar. AB, ABD pazarını kapattı, kota uyguluyorlar. AB hurda ihracatına da sınırlama getirmek istiyor. Eğer bu kısıtlama kasımda devreye girerse büyük sıkıntı olur. Çünkü hurda ithalatının yüzde 50’den fazlası Avrupa’dan. Hurdanın da sıfır karbon hedefi öne sürülerek korumacılığa dahil edilmesi, sektörde ağır tahribata yol açacak.