Peki bir de Netflix ya da Spotify gibi platformlarda, alışveriş sitelerinde “size özel” başlığı altında çıkan önerilere ne demeli? Algoritmayı kullanarak daha kişiselleştirilmiş teklifler sunsalar da bunların da altında Barnum etkisi yatıyor.
Peki günümüzü güzelleştiren, kendimizi nimetten saymamızı sağlayan Baryum etkisi nedir?
Barnum etkisi: kişiselleştirilmiş genelliklerin psikolojisi
Forer etkisi olarak da bilinen Barnum etkisi, kişilerin belirsiz ve genel ifadeleri kendi yaşamlarıyla ilgili kişisel doğrular olarak algılama eğilimini tanımlıyor. Neredeyse herkese uyum sağlayabilecek Barnum ifadeleri ile de kişi, genel tanımları üzerine alınıyor.
Bunun altında da öznel doğrulama yetimiz var. Bilinçaltımız ilgisiz iki olayı tanımlıyor ve kişisel önemi varsa bilgiyi doğru kabul ediyor. Aslında tamamen belirsiz bir ifadeyi kendimize özgü hâle getiriyoruz.
“Her dakika bir enayi doğuyor.”
Bu sözlerin sahibi ünlü Şovmen Phineas Taylor Barnum, etkiye adını veren kişi. Egemen olduğu sirk endüstrisindeki aldatmacalara atıfta bulunan şovmen, aslında günümüze de oldukça uygun bir cümle kurmuş. Aldatıldığımız başlıkları bir düşündüğünüzde hak vereceksiniz.
Barnum etkisi tanımı ise 1956’da Psikolog Paul Meehl ile ortaya çıkıyor. Hastalarına genelleme yapan diğer psikologlar için benimsediği bu terimin devamını ise başka bir psikolog devam ettiriyor. Bu psikoloğun yaptığı araştırma ise Barnum etkisinin ilk resmî araştırması oluyor. Öğrencilerine uyguladığı kişilik anketi ile psikolog, etkinin doğruluğuna noktayı koyuyor.
Barnum etkisi, hayatımızı ne kadar ele geçiriyor?
Bunlardan ilki tabii ki bireysel etkiler. İnsanlar kendileri hakkında olumlu yorum duymaya aç olduğundan gelen yorumları seve seve kabul ediyor. Kişiler, kimi zaman bu yorumlar sayesinde imajlarını güçlendirmek için de onaylanacak bilgiler ararken kendilerini fallarda ya da burçlarda buluyor.
Burçların veya falların birer safsatadan ibaret olduğunu bilerek yaşayanlar, Barnum etkisinin olumsuzluklarını yaşamayabilir. Ancak düşünsenize hayatınıza koç burcunda birisini sokmuyorsunuz çünkü onun şöyle böyle özellikleri var. Ya da kararlarınızı size bakılan fallara göre veriyorsunuz. Bu noktada aslında vermeniz gereken kararların doğruluğundan şaşıyorsunuz.
İş hayatında da karşımıza çıkıyor.
Tüm çalışanları ile toplantı yapan patronunuzun konuşmalarını hatırlayın. Söylediği iyi şeyleri herkes üstüne alınır ancak olumsuz söylemlerini kimse üstlenmez hatta kim için söylüyor diye düşünülür.
Barnum etkisinden haberi olan ya da çalışan psikolojisinden gerçekten anlayan patronların da bireysel geri bildirim sağlamasının önemi burada ortaya çıkıyor.
İnternet ortamında onlarcası var.
Sürekli dinlediğiniz müzik platformuna girdiğiniz karşınıza “size özel öneriler” listesi çıktı. Tabii ki algoritmayı kullanarak sevdiğiniz tarza yakın olanları seçiyorlar. İşin tekniğine girmeyelim ancak bunu yapmalarındaki amaç kendinizi özel hissetmeniz ve sadece sizi düşündüklerini hissetmek.
Özellikle alışveriş sitelerinde de işleyen bu sistem, tüketim alışkanlıklarını etkilemesi ile satıcının oldukça işine yarıyor. Bir “size özel” mesajının altında neler yattığının artık daha da farkındasınız.
Olumlu yönleriyle motivasyon sağlasa da bazı tehlikeleri var.
Çok genel bilgiler kişisel olarak algılandığı zaman ortaya yanlış kararlar çıkabiliyor. Ayrıca sürekli rehber arayışında olmak, kendi başına karar verme yeteneğini de zayıflatıyor. Daha da ötesi düşünüldüğünde ise gerçek dışı beklentilere kapılarak ortaya çıkan hayal kırıklıkları var.
Tüm bunların önlenmesi için ise öncelikle Barnum etkisini bilmek önemli. Bu aşamayı da buraya kadar yazılanlarla hallettiğimize göre artık daha eleştirel bakış açısı kazanabilirsiniz. Genelgeçer ifadeleri kişisel rehber olarak almak yerine işi eğlenceyi çevirmek gerek.
Kaynaklar: Science Direct, Neurofied, Very Well Mind, The Decision LabPsikoloji hakkında daha fazla fikir almak isteyebilirsiniz: