BM'de iki gün süren ve birçok konuşmacının katıldığı BMGK Özel Acil Ukrayna Oturumu'nda, 193 üyeli kurulda karar, 32 "çekimser" ve 7 "hayır" oyuna karşı 141 oyla kabul edildi.
Rusya, Belarus, Mali, Suriye, Nikaragua, Eritre, Kuzey Kore "hayır" oyu kullanırken, Küba, Cezayir, Ermenistan, Bangladeş, Bolivya, Çin, Hindistan, Pakistan, İran, Kazakistan, Özbekistan, Sudan, Uganda ve Vietnam çekimser oy kullanan ülkeler arasında yer aldı.
BM Genel Kurulu'nda alınan kararın bağlayıcılığı bulunmuyor.
ADİL BARIŞ ÇAĞRISI
Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 50'den fazla ülkenin eş sunucusu olduğu kararda, BM şartı uyarınca tüm üyelerin bir başka devletin toprak bütünlüğüne ya da siyasal bağımsızlığına karşı kuvvet kullanma tehdidine ya da kuvvet kullanılmasına başvurmaktan kaçınması gerektiğine vurgu yapıldı.
Kuvvet kullanma tehdidi ya da kuvvet kullanarak elde edilen toprakların yasal olarak tanınmayacağı belirtilen kararda, kalıcı ve adil bir barışın uluslararası barış ve güvenliğe katkı sağlayacağı kaydedildi.
Kararda, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının insani boyutta yarattığı korkunç tahribat kınanırken, savaşın küresel gıda güvenliği, enerji, nükleer ve çevre güvenliğine olumsuz etkilerine dikkati çekildi.
Tüm üye ülkelere ve uluslararası örgütlere "Ukrayna'da kapsamlı, adil ve sürdürülebilir" bir barış elde edilmesi yönünde diplomatik çabalarını artırma çağrısı yapılan kararda, Ukrayna'nın uluslararası tanınan sınırları uyarınca kara sularına da uzanarak egemenlik, bağımsızlık, birlik ve toprak bütünlüğüne bağlılık teyit edildi.
"ÇATIŞMAYA SON VERİLMELİ"
Kararda, "Rusya Federasyonu'nun kayıtsız, şartsız ve acil bir şekilde tüm Ukrayna topraklarından askeri güçlerini çekme ve çatışmaya son verme çağrımızı yineliyoruz" ifadelerine yer verildi.
Çatışmaya taraf olanların uluslararası insani hukuk uyarınca tüm yükümlülüklerini yerine getirmeleri talep edilen kararda, sivil toplumun güvenliği ve insani yardımın engelsiz ulaşımının sağlanması gerektiği vurgulandı.
Kararda, uluslararası hukuka göre suç kabul edilen eylemlerin bağımsız soruşturmalarla tespit edilmesi ve cezalandırılması gerektiğinin altı çizildi.