Bugün 23 Nisan. Çocukların, içindeki çocuğu yaşatanların, topraklarımız hakkında bir şey söyleyeceksek bunu milletçe söylemenin ve tüm bunların önemini güçlü bir şekilde hatırlamanın günü. Çünkü biliriz ki hatırlatıcılar bize geçmişte yaşananların tekrarlanmaması için bırakılan anahtarlardır. Bize düşen de geleceği inşa ederken anahtarlarımızın da bizimle olduğunu bilerek umutla yolculuğumuz devam etmektir.
İklim krizi gibi yaşamı doğrudan etkileyen bir olay söz konusu olunca tadımız kaçıyor olabilir. Ancak bazen tadımızı kaçıran şeyler bizi bir miktar karanlığa sürüklese de, karanlıktan çıkabilmek yine bizim elimizdedir. İklim krizinin çocuklar üzerindeki etkisi de, konunun içinde yer alan başlıklardan epey hassas olanlardan biri. Ebeveynler kendilerini doğa dostu ilan etmiş olsalar bile konu hakkında çocuklarıyla nasıl konuşmaları gerektiği hakkında, arada kalabiliyorlar. Geçtiğimiz günlerde bir kafede yan masamdaki konuşmanın eşiği yüksek olunca civardaki masalarla birlikte kulak misafiri olduk. Sonradan 7 yaşında olduğunu öğrendiğim bir kız çocuğu “Anne buzullar şu ana kadar hiç bu kadar hızlı erimemiş biliyor musun? Hepimiz suyun altında mı kalacağız?” deyince annenin bir anlık sıkışmışlığı ve ne yapacağını bilememesi aslında büyük bir kitlenin iklim krizinin yarattığı korkuya nasıl tepki verdiğine küçük bir örnek. Küresel ölçekte ise iklim krizinin oluşmasında doğrudan etkisi olmayan çocuklar ve gençler bu krizin etkilerinin yoğun biçimde yaşayacak oldukları gerçeğiyle, haklı olarak tepkilerini dile getiriyor, Z kuşağında da iklim aktivizminin bu derece yoğun olmasının da nedenlerinden biri bu gerçek. Bir de henüz doğmamış olanlar var ki, insanlığın her duyarsız hareketi onların yaşamına bir müdahale. Dünyada yeni doğan bebek ölümlerinin yüzde 20’si hava kirliliği yüzünden olduğunu bilince elbette hava kirliliğinde büyük bir payı olan enerji, gıda ve tekstil sektöründe acil değişimler talep etmeden duramıyor insan.
1 MİLYAR ÇOCUK RİSK ALTINDA
UNICEF’in çocuk odaklı ilk iklim endeksine göre;
- 1 milyar çocuk yüksek iklim krizi riski altında. Diğer bir deyişle şu anda dünyadaki çocukların yarısı yüksek iklim krizi altında yaşıyor. Bu çocuklar su ve sanitasyon, sağlık, gıda ve eğitim gibi temel haklarına erişemiyor.
- 1 milyar çocuk hava kirliliğine yüksek oranda maruz kalıyor.
- 820 milyon çocuk sıcak hava dalgasına yüksek oranda maruz kalıyor.
- 920 milyon çocuk su kıtlığına yüksek oranda maruz kalıyor.
- 400 milyon çocuk kasırgalara yüksek oranda maruz kalıyor.
- 815 milyon çocuk kurşun kirliliğine yüksek oranda maruz kalıyor.
ÇOCUKLAR İÇİN ÖNERİLER
Peki iklim krizine karşı ebeveynler çocukları ile nasıl bir iletişim içinde olmalı derseniz:
İklim krizi konusundaki sessizliğini bozun. Bu konu hakkında çocuğunuz yaşına göre alanda çalışan uzmanların da bilgileri eşliğinde bir iletişim biçimi oluşturun. Bildiğiniz gibi her yaş grubunun gereksinimi başka. Mary DeMocker'ın “Ebeveynler için İklim Devrimi Rehberi: Fosilsiz Bir Gelecek İnşa Etmek, Güçlü Çocuklar Yetiştirmek ve Yine de İyi Bir Gece Uykusu Almak için 100 Yol” isimli kitabı bu konuda destekleyici olabilir.
Bitkilerin topraklarını beraber değiştirmek, balkon bahçesi kurmak, çöpleri ayrıştırmak, eko belgeseller izlemek gibi doğa dostu aile alışkanlıkları kurun. Emin olun bu alışkanlıkların, ailenin sosyo-ekonomik durumuyla hiçbir ilgisi yok.
İçeceğinizi alırken mataralarınızı yanınızda taşıyın hatta bunları aile üyelerine göre kişilestirilmiş tasarımlarla kullanın. Her birinizin en sevdiği hayvandan bitkiye kadar birçok farklı tasarım seçebilirsiniz.
Doğada beraber zaman geçirin. Diğer aileler beraber iklim krizi hakkında konuşun. Bu size iyi gelecektir.
En önemlisi de her ne kadar zorlayıcı bir konu olsa da umutlu olmayı hep hatırlayın.