Dünya üzerindeki en fedakâr insan “anne”dir. Hiç kimse için hatta bazen kendimiz için bile yapmayacağımız şeyleri çocuklarımız için yaparız. Bir insan başka biri için özveride bulanabilir ama kimse bunu ömrünün sonuna kadar yapmaz. Tabii bir anne değilse!
Önceki akşam seyrettiğim oyun da tam bunu anlatıyordu aslında.
Oscar ödüllü Fransız yazar Florian Zeller’ın yazdığı “Anne” adlı oyun, “Baba ve Oğul” ile üçlemenin bir parçası. Geçen sene Anthony Hopkins’e Oscar kazandıran “Baba” filmiyle hafızalarımıza kazınan yönetmen Zeller, ilişkileri aile ekseninden bakarak inceliyor.
Yönetmenliğini Onur Ünsal’ın üstlendiği oyunda; bir birey olduğunu, hatta kendini unutan bir annenin hayatta kalma çabasını görüyoruz.
Kendi sesini unutan bir kadın, bir eş, 25 yaşlarında bir çocuk ve onun sevgilisi...
Hayatın merkezine küçük aşkım dediği oğlunu oturtan Anne, kendi hayatını yaşamak için evden ayrılan oğlunun geride bıraktığı yıkımla baş etmeye çalışır.
Dört kişilik bu oyunda; erkek çocuk ve sevgilisini Anne'nin zihninden seyrediyoruz. Oyun, birbirini tekrar eden sahnelerle bir “anne”nin modern eril aile yapılanmasında kayboluşunu, hayatının elinden kayıp gidişini ve bunu fark etmenin yarattığı psikolojik gerilimi sahneye aktarıyor.
Sürekli diken üstünde olduğumuz oyunda, birbirini tekrar eden sahnelerde gerilemedik dersem yalan olur. Yönetmenin istediği de yerini bulmuş gibi...
Dekor olması gerektiği gibi sade. Oyunun müzikleri oldukça başarılı. Sahne geçişlerinde kullanılan müzik ise tam anlamıyla etkileyici...
Oyunda; Engin Hepileri, Defne Kayalar, Sevda Erginci ve Doğa Halis rol alıyor.