İnsan bedeni günümüzde en çok kurcalanan meselelerden. Söz konusu bedenimiz olduğunda, küresel çapta can alıcı sorunlar, sorunların şiddetine kıyasla ve insanlığın haline bakıldığında cılız kalan politik çözüm önerileriyle karşılaşmaktayız. Sanat ise her çağdaki gibi eleştiri ve önerisini en etkili ortaya koyabilmek gayretini sürdürmekte. Halit Altındere küratörlüğünde Agah Uğur Koleksiyonu’ndan bir seçki “Bedenin Mücadele Alanındır” da bu sorumluluğu üstleniyor. Gözetleniş, gösteri, direniş, göç, cinsiyet politikaları, sınırlar, hafıza gibi çarpıcı temalara odaklanan Türkiye’den ve dünyadan 50’ye yakın işle. Her şeyden daha çok kurcalanarak, coğrafyasına göre gereksinimleri yok sayılıp doğal estetiği reddedilecek, sosyal yaşamdan silinmesi istenecek, yaşamı sonlandırılacak denli hedefe alınan kadın bedenine ilişkin çalışmalar ise serginin en dikkat çekici işleri arasında gelmekte.
ANIT SAYAÇ
Erkek mahkûmlara cezaevi kültüründe önemli yeri olan boncuk işlerini ağlara dizdirip antik Mısırlıların ölüm sonrası koruyuculuğuna inandığı kefen örtüsüne işleyen Zeren Göktan’ın “Sen Yanımda Ol Yeter” işi örneğin, ülkemizde kadına şiddetin nasıl kaygı verici bir toplumsal sorun olduğunu işaret ediyor. Ağlardaki karekodların izleyiciyi, kayda geçmiş kadın cinayetlerini sayan, şiddetten ölen her kadının adıyla güncellenen “Anıt Sayaç”a bağlayışı sarsıcı bir etkileşime yol açıyor.
Extramücadele’nin bir kadının farklı ruh hallerindeyken alınmış çişlerini, pirinç ve demirden sehpadaki camekânlı ahşap kutuda sunduğu “Dişi Tılsım” ise iş hayatı, kapitalizm, tüketim kültürünün dikte ettiği güzellik anlayışına, parfümle kadının doğal kokusu (daha doğrusu yaşamak için temel gereksinimleri olan doğası) ilişkisi üzerinden sert ama uyandırıcı bir bakış atıyor. “Otoriterlik, despotluk veya baskı hissettiğiniz ortama birkaç damla dökün, yayılan dişi ruh ortamı ferahlatacaktır” diyerek.
ÖZ SAVUNMA DERSLERİ
Gözde Mimiko Türkkan ise “Kız Gibi Dövüş” işiyle kadın kırılganlığına ilişkin toplumsal bakış açısını bozmayı amaçlamakta. “Rekabet dayanışmaya, kendini savunma gereksinimi ise gücünü ve bedeninin potansiyelini keşfetmeye bir ring üzerinde nasıl evrilebilir” sorusunu yanıtlamak için sergi alanında kurduğu ringde, kadınlar ve adamdan sayılmayan (non-binary) bireyler için diz-dirsek vuruş öz-savunma dersleri vermekte, bu atölye sergi boyunca zaman zaman tekrar edecek.
TEK BAŞINA SOSYAL SORUMLULUK
Kavramsal çalışmalardan, geniş alanlı yerleştirmelere, çizgiden neona, videodan metaverse NFT’sine değin işlerle geçmiş-şimdi-gelecek için soru ve yanıtlar tutan koleksiyonu için, “Agah Uğur’un tek başına yerine getirdiği sosyal sorumluluk” pekâlâ denebilir. İyileştirici gücü, karşı geliş kuvveti dikkate alındığında sanat için ise şunu diyebilmek pekâlâ mümkün: Sanatın önerdiği iyi, güzel, doğru hep kazanır, insanlık tarihine bakılırsa kazandığı da apaçık ortadadır. Sanata evet.
www.idrak34.com