Yetişkin bir insanın vücudu dünya şartlarına baktığımızda gözümüze oldukça güçlü görünüyor. Fakat hepimizin bildiği üzere yetişkin bedeni bu gücü doğuştan almıyor, onun yerine belirli durumlardan ya da şartlardan geçtikçe elde ediyor. Bu sebeple de doğduğu ilk anda tabir yerindeyse oldukça savunmasız oluyor. Yine bu sebeple de kendisine oldukça hassas davranılması, ne ile beslendiği konusunda da oldukça seçici olunması gerekiyor.
Bebeklerin belli bir zamana kadar anne sütüyle beslenmesi gerektiğini bilmeyen yoktur. Peki anne sütüne ulaşılamadığı zamanlarda herkesin günlük tüketimine alışkın olduğu inek sütü tercih edilmeli mi? Şüphesiz hayır diyeceğimiz bu soruyu gelin nedenleriyle birlikte inceleyelim.
Anne sütü ile inek sütünün arasındaki fark nedir?
Öncelikle anne sütü, inek sütünde olmayan antikorlar içeriyor. Bu da bebeğinizin bağışıklık sisteminin erken gelişimi için oldukça kritik. Ayrıca anne sütünde bulunan yağ oranı, inek sütündekinden daha fazla. Bununla birlikte sindirimi de bebek için daha kolay. İnek sütündeki protein miktarı çok daha yüksek fakat bu gözünüze iyi bir şeymiş gibi görünmesin.
Aşırı miktarda bulunan söz konusu proteinler inek sütünün sindirimini bebekler için daha zor kılıyor. Son olarak inek sütündeki karbonhidrat miktarı anne sütündekinden daha az. Bu da anne sütünün bebeklere yeterli miktarda enerji sağlayarak genel gelişimine katkı sağladığına işaret ediyor. Bunlar gibi birçok fark anne sütünü bebekler için öne çıkarıyor.
Neden bebeklere inek sütü vermemeliyiz?
Saydığımız faktörler göz önüne alındığında inek sütünün bebek gelişimini eksik bırakacağını görebiliriz. Bağışıklık ve enerji seviyesi gibi durumlarda geride kalan bebekler ise önemli rahatsızlıklara karşı savunmasız olur. Bunun sonucu da anemi, bağırsak sorunları, sindirim sistemi problemleri, ishal gibi durumlara varabilir, bu da bağışıklık sistemi henüz gelişmemiş bebeklerin hayatını tehdit edebilir.