Olayları ve insanlara dair detayları, net bir şekilde hatırlayan insanların hatırlamayanlardan farkı nedir? Bu insanların üstün yetenekleri var da bizim mi haberimiz yok?
Gelin neden bazı insanların hafızasının diğerlerine göre daha iyi olduğuna bakalım.
Uzun süreli hafızayı oluşturmanın ilk adımı, bilgiyi kodlamaktır.
Bu kodlama işlemi, duyusal bilginin alınmasını ve beyinde depolanabilecek bir şekilde düzenlenmesini ifade eder. Kodlama sırasında daha fazla ayrıntıyı içselleştiren kişilerin daha güçlü anılar oluşturması olasıdır.
Örneğin caddenin ortasında rastgele bir eve baktığınızda, binanın rengine ve balkonundaki saksılara dikkat edebilirsiniz. Fakat bir başkası aynı zamanda binadaki pencere sayısına ve saksıda hangi bitkilerin olduğuna da dikkat edebilir.
Yani ayrıntıları daha çok hatırlayan biri, kısa sürede çok daha fazla ayrıntıyı aklında tutabilir.
Bu noktada dikkat, önemli bir rol oynar.
Beynin ön lobu, dikkatin sürdürülmesine katkı sağlar. Bu kısım aynı zamanda hafızanın geri getirilmesinde de etkilidir. Bu sebeple ayrıntılara ne kadar çok dikkat eder ve odaklanırsanız, bunları daha etkili şekilde kodlar ve sonrasında hatırlama olasılığını arttırırsınız.
Öte yandan beynin duygusal süreçlerden sorumlu bölgesi amigdala, hafıza oluşumunun merkezi olan hipokampusun yanında yer alır. Yani belirli anıları duygusal bir deneyimle ilişkilendirerek hatırlama oranınızı arttırabilirsiniz.
Üstelik bazı araştırmacılar kadınların, duygusal deneyimlere karşı daha yüksek hassasiyeti sebebiyle anıları akılda tutma konusunda erkeklerden daha iyi olduğunu da öne sürmekte.
Ayrıca insan beyni, eğitilebilir bir organdır.
Beynin öğrenme, unutma ve hatırlama yeteneklerine işaret eden nöroplastisite sahiptir. Bu durum, tekrarlanan uygulamalarla zamanla güçlendirilebilmesi mümkün olan yeni ve benzersiz nöronal bağlantıların oluşumuna olanak sağlar.
Bu sebeple bir insan bilgileri sık sık tekrarlayarak ve beynin bu bilgiyi, daha verimli biçimde organize etmesine yardımcı olacak teknikleri kullanarak hafızasını her zaman geliştirebilir.
Kaynaklar: Psychology Today, Harvard Health Publishingİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: