Sabah uyandığımızda nasıl görünüyoruz diye karşısına geçtiğimiz aynalar, hayatımızın her aşamasında yanımızdalar. Peki daha önce aynanın hangi renk olduğunu hiç düşündünüz mü? Ayna karşısındaki görüntüyü yansıtır, ancak onun da bir rengi olması gerekir.
Pek çok kişi aynanın beyaz veya gümüş renginde olduğunu söyleyecektir, ancak ayna aslında daha farklı bir renk. Bugün sizlere aynanın çalışma mantığıyla birlikte bu nesnenin aslında ne renk olduğunu açıklayacağız.
Öncelikle renkleri tanıyalım. Renkler nasıl oluşuyor?
Bir aynanın nasıl çalıştığını anlamak için öncelikle renkleri anlamamız gerekiyor. Her nesnenin bir rengi vardır çünkü onlara çarparak yansıyan ışık retinamıza ulaşır. Retinamıza ulaşan bu renk beynimiz tarafından yorumlanarak gördüğümüz renkleri oluşturur.
Rengarenk gördüğümüz tüm nesnelere ilk başta gün ışığı olan beyaz ışık çarpar. Bu ışıkta görünür spektrumun dalga boyları eşit yoğunlukta bulunur. Bizim renkli gördüğümüz nesneler bu dalga boylarının bazılarını soğururken bazılarını da yansıtır. Bu dalga boylarının soğurma ve yansıtma oranına göre bizim bildiğimiz renkler ortaya çıkıyor. Eğer bir nesne görünür tüm dalga boylarını soğuruyorsa siyah, tamamını yansıtıyorsa da beyaz oluşmuş oluyor.
Renkleri tanıdığımıza göre konumuza geri dönelim: Ayna aslında hangi renktir?
Aslında mükemmel bir aynaya çarpan ışık, geldiği açının yansıma açısıyla uzaya geri yansır. Gelen ışığın tamamı doğrudan geri yansıtıldığı için aynanın rengi de görünür spektrumdaki tüm dalga boylarını bulunduran beyaz olur. Ancak bu dediğimiz şey mükemmel bir ayna için geçerli ve dünyada böyle bir ayna yok.
Dünyada mükemmel ayna yok. O sebeple aynanın rengi "beyazdır" demek de çok gerçekçi bir senaryo değil. Çoğu ayna yeşili diğer renklerden daha fazla yansıtır. ZME Science'a göre ayna atomları yeşil dalga boylarını diğer renklere göre daha fazla yansıtan silika cam tabakasına sahiptir. Fizikçiler, aynaların 495 ila 570 nanometre arasında bir dalga boyunu yansıttığını buldu. Bu aralık da açık yeşil bir görüntüye karşılık geliyor.